Trump’ın Grönland’a ilişkin hamleleri tüm dünyada yankı uyandırırken Danimarka ve Grönland Jeoloji Araştırması’nda kıdemli danışman olan Jakob Klove Keiding’den çarpıcı açıklamalar geldi.
Seçilmiş başkan bağımsız Danimarka topraklarını ABD’ye katmak isterken Donald Trump’a “Grönland’ı Danimarka’dan satın alabilmek için yetki veren” bir tasarı sunulduğu öğrenildi.
Gelişmeler yakından izlenirken Trump’ın Grönland’ı satın alma çabası uzmanlara göre adanın muazzam kaynak potansiyelini “muazzam bir fırsat” olarak tanımlamasıyla, kritik minerallerden kaynaklanıyor olabilir.
Danimarka ve Grönland Jeoloji Araştırması’ndan Jakob Klove Keiding CNBC’ye telefonla yaptığı açıklamada, “Genel olarak, kritik hammaddeler için büyük bir potansiyel olduğunu söyleyebiliriz.” diye konuştu.
Trump’ın yeni ulusal güvenlik danışmanı Temsilci Michael Waltz da Trump’ın ısrarı hakkında daha önce şöyle açıklamada bulundu:
“Bu kritik minerallerle ilgili. Bu doğal kaynaklarla ilgili. Bu, Amerika’yı Batı Yarımküre’ye yeniden tanıtmakla ilgili. Buna Monroe Doktrini 2.0 diyebilirsiniz, ancak bunların hepsi ‘Önce Amerika’ gündeminin bir parçası.”
Kritik mineraller, enerji dönüşümü için elzem kabul edilen malzemelerin bir alt kümesini ifade eder. Tedarik zinciri kesintisi riski yüksek olma eğiliminde olan bu mineraller arasında bakır, lityum, nikel, kobalt ve nadir toprak elementleri gibi metaller bulunur.
Çin, dünyadaki nadir toprak mineralleri ve malzemelerinin yaklaşık yüzde 60’ını oluşturarak kritik mineraller tedarik zincirinin tartışmasız lideri.
İşte bu noktada ABD’nin Grönland’ı neden istediği ortaya çıkıyor.
Keiding de Grönland’ın kaynak potansiyeline ilişkin 2023 tarihli bir araştırmada adadaki toplam 38 ham maddenin değerlendirildiğini ve bunların büyük çoğunluğunun nispeten yüksek veya orta düzeyde potansiyele sahip olduğunu söyledi.
Bu malzemeler arasında nadir toprak metalleri grafit, niyobyum, platin grubu metaller, molibden, tantal ve titanyum yer alıyor.
“Bunların birçoğu AB ekonomisi için büyük önem taşıyor ve elbette sadece Avrupa ile sınırlı değil. Bunların birçoğu da Amerikan kritik ham maddeler listesinde yer alıyor.” dedi.
