Ukrayna’yı işgalinin ardından ABD ve Avrupa başta olmak üzere birçok ülkenin sert tepkisiyle karşılaşan Rusya, yanında duran ülkelerle iş birliğini iletiyor.
Giderek yayılan kutuplaşma endişeleri artırırken son gelişme, Rusya ile İran cephesinde alınan dolar kararı oldu. Rusya’nın Çin’in yanında işgal sonrası daha da yakınlaştığı ülkelerden olan İran, ABD para birimine ilişkin kararda Kremlin’in yanında durdu.
Kremlin Sözcüsü Dmitry Peskov tarafından verilen bilgilere göre iki ülkenin ticarette doları kullanmayı bırakıyor.Moskova ve Tahran’ın güvenilir dost ve ortaklar olduğunu belirten Peskov, Rusya ile İran’ın ikili ticaretin kapsamını değerlendirmek için ABD doları kullanmayı kademeli olarak terk edeceğini duyurdu.
İran haber ajansının aktardığına göre Peskov şöyle konuştu:
“İki ülke arasındaki ticari ve ekonomik ilişkilerin geçen yıl 4 milyar ABD dolarını hafifçe aştığını hepimiz biliyoruz ancak bunu ABD doları olarak saymak yanlış olabilir. Zaman içinde bankacılık finans sektöründeki iş birliğimizi geliştirdikçe muhtemelen bu uygulamadan uzaklaşacağız.”
Peskov, aynı zamanda Rusya ile İran arasındaki net ticaretin son birkaç ayda yüzde 31 arttığı ve eğilimin olumlu olduğu bilgisini de paylaştı.
Rusya ile İran Çok Yakında Stratejik Bir Anlaşmaya İmza Atacak!
Dolar açıklamalarının yanı sıra Peskov, iki ülke arasında olası bir anlaşmayla ilgili söylemleriyle dikkat çekti. Rusya ile İran arasında stratejik iş birliğine ilişkin kapsamlı bir anlaşmanın yakında imzalanabileceğini şöyle dile getirdi:
“İran tarafının görüşü dikkate alınarak, yapılan ve üzerinde mutabık kalınan bazı ilave değişikliklerden sonra, çok hızlı ve yakın bir gelecekte imzaya ulaşmanın mümkün olacağını umuyoruz.”
Kremlin Sözcüsü’nün de belirttiği gibi, anlaşma metninin Rusça versiyonu Haziran ortasında İran tarafına teslim edildi ve Tahran’da büyük övgü aldı.
Diğer taraftan Peskov, Rusya ile İran arasındaki ticaret hacminin mevcut 4 milyar dolardan 10-15 milyar dolara ne zaman çıkabileceği sorusuna yanıt verirken, bu rakamın daha da yüksek olabileceğini belirtti. İki ülkenin de potansiyelinin çok büyük olduğunu ve büyük rezervlerin bulunduğunu kaydetti.
