OECD’nin bugün yayımladığı “Ekonomik Görünüm” raporuna göre, Türkiye’nin uyguladığı makroekonomik istikrar politikaları iç talebi yavaşlatarak ekonomik büyümeyi baskılayacak. Tahminlerin aşağı yönde revize edildiği raporda, 2024 yılında Türkiye ekonomisinin yüzde 3,5 oranında, 2025’te ise yüzde 2,6 oranında büyüyeceği öngörüldü.
Bu tahminler, OECD’nin Mayıs ayında yaptığı öngörülere kıyasla daha düşük. O dönemde 2024 için yüzde 3,4, 2025 için ise yüzde 3,2 büyüme bekleniyordu.
İç Tüketim ve Yatırımda Yavaşlama Bekleniyor
OECD, sıkı finansal koşulların ve mali konsolidasyonun hane halkı tüketimini sınırlayacağını, depremin ardından yapılan yeniden inşa çalışmalarının etkisinin azalmasıyla da yatırım ve kamu harcamalarının düşeceğini belirtti. Bununla birlikte, uluslararası turizmdeki canlılığın ve dış piyasalardaki iyileşmenin ihracata destek vereceği beklentisi paylaşıldı.
Raporda, ekonomik toparlanmanın 2026’da başlayarak GSYH büyüme oranının yüzde 4’e ulaşacağı tahmin edildi.
Enflasyon Yavaşlayacak Ancak Hedefin Üzerinde Kalacak
Enflasyonun kademeli olarak düşeceği belirtilen raporda, 2024 yılı için ortalama enflasyon yüzde 59,3, 2025 için yüzde 29,7 ve 2026 için yüzde 17,2 olarak öngörüldü. Bu oranların yüzde 5’lik hedefin üzerinde kalacağına dikkat çekildi.
OECD, 2025’in ilk çeyreğine kadar politika faizinin yüzde 50 seviyesinde kalmasını, 2026’nın ikinci yarısında ise yüzde 20’ye düşmesini bekliyor.
İşsizlik Oranı yüzde 9 Civarında Sabitlenecek
OECD, işsizlik oranının 2024’te yüzde 9 civarında kalacağını, 2025’te yüzde 9’a, 2026’da ise yüzde 8,6’ya gerileyeceğini tahmin etti. Bu oranlar Mayıs ayındaki raporda daha yüksek seviyelerde öngörülmüştü.
OECD, ekonomik büyümeyi desteklemek için makroekonomik çerçevenin güçlendirilmesi ve yapısal reformların hızlandırılması gerektiğini vurguladı. İşgücü piyasası reformlarının ise yüksek kaliteli istihdamı artırmada önemli rol oynayacağı ifade edildi.
Raporda, mevcut istikrar politikalarının gevşetilmesi durumunda enflasyonun yükselip istikrarsızlığın artabileceği uyarısında bulunulurken, güvenilir mali ve parasal politikaların yatırımcı güvenini artırarak büyümeyi destekleyebileceği belirtildi.
