Geçen hafta beklentilere paralel olarak federal fon oranını 75 baz puan artıran ABD Merkez Bankası’ndan (FED) gelen açıklamalar takip edilmeye devam ediyor. Pazartesi günü FED yetkililerinin konuşmaları yatırımcıların odağındaydı.
Cleveland Federal Rezerv Bankası Başkanı Loretta Mester, Atlanta FED Başkanı Raphael Bostic ve Boston FED Başkanı Susan Collins’in açıklamaları yakından izlendi.
Konuşmasına “Ekonomimizin karşı karşıya olduğu temel zorluk, kabul edilemez derecede yüksek enflasyondur.” sözleriyle başlayan Mester, enflasyonun yüzde 2’nin çok üzerinde olduğunu belirtti.
Enflasyonun sadece ABD için değil, diğer gelişmiş ülkelerde de çok yüksek olduğuna dikkat çekti. Enflasyonun birçok faktör nedeniyle yüksek olduğunu fakat temel olarak güçlü talep ile kısıtlı arz arasındaki dengesizliğin bir sonucu olduğunu ifade etti.
Enflasyon İşletmelerin ve Hanelerin En Büyük Endişesi
Mester, yüksek enflasyonun gıda, benzin ve barınma gibi temel ihtiyaçlar için daha fazla ödeyecek parası olmayan kesim için ağır bir yük oluşturduğunu söyledi. ABD’nin orta ve uzun vadede sağlıklı işgücü piyasası koşullarını sürdürebilmesi ve ekonominin üretken olması için fiyat istikrarının çok önemli olduğunu vurguladı.
Fiyat istikrarı ve para politikasının bağlantılı olduğunu vurgulayan Mester, enflasyonun tahmin edebilmeyi gerektirdiğini çünkü para politikasının ekonomiyi zamana ve ekonomik koşullara göre değişen bir gecikmeyle etkilediğini açıkladı.
FED Enflasyonu Düşürmek için Gerekli Araçları Kullanmaya Kararlı
FED’in fiyat istikrarını sağlama konusunda her zaman başarılı olamadığını, 1930’lardaki Büyük Buhran sırasında ABD’nin deflasyon yaşadığını söyledi.
FED’in enflasyonda uzun vadeli hedef olan yüzde 2 oranını yakalamak için elindeki tüm araçları kullanmaya kararlı olduğunu söyledi.
75 baz puanlık faiz artışıyla bu yönce adım attıklarını belirten Mester, para politikası uyumundaki azalmaların ve daha sıkı finansal koşulların, hem ürün hem de işgücü piyasalarında kısıtlı arz ile talebi daha iyi dengeye getireceğini sözlerine ekledi.