Makro ihtiyati çerçevede sadeleşme adımları atan Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB), bilançosunda da sadeleşme eğilimine devam ettiği görüldü. Hazine ve Maliye Bakanlığı verilerinde Ekim itibarıyla Merkez Bankası’nın iç borç stokundaki payın yüzde 4,3’e gerilediği görüldü.
Bloomberg HT haberinde, Merkez Bankası’nın iç borç stokundaki payının bir yılın en düşük seviyesine gerilediğine işaret etti.
30 Aralık 2022’de açıklanan, 2023 Para Politikası ve Liralaşma Stratejisi metninde Merkez Bankası’nın tahvil alımlarının bilanço büyüklüğünü yüzde 7’sine kadar artırabileceği paylaşılmıştı.
Haberde, Kahramanmaraş merkezli 6 Şubat tarihli depremlerin ardından yapılan BES düzenlemesi ile kotasyon yoluyla bankalardan devlet içi borçlanma senetleri (DİBS) alımı ve piyasa yapıcı bankalardan doğrudan alımların devam ettiğine dikkat çekildi.
Bahsi geçen gelişmelerin de etkisiyle Merkez Bankası’nın iç borç stokundaki payının Mayıs’ta yüzde 7,4’e kadar yükseldi. Böylece Covid-19 pandemisinden bu yana en yüksek seviye ulaşmıştı. Haziran 2020’de ise Merkez Bankası’nın iç borç stokundaki payı yüzde 7,6’ya yükselmişti.
Seçimlerin ardından Merkez Bankası’ndaki kadro değişikliğinin ardından söz konusu payda da gerileme oldu. Merkez Bankası’nın iç borç stokundaki payı Temmuz’da yüzde 6’nın, Eylül’de ise yüzde 5’in altına geriledi. Covid-19’un etkisini kaybettiği 2022’de bu pay yüzde 4’e kadar düşmüştü.