İran Genelkurmay Başkanı Tümgeneral Muhammed Hüseyin Bakıri, Rusya’nın Ukrayna savaşında İran yapımı kamikaze dronelar kullanması gerekçesiyle Avrupa Birliği’nin (AB) yaptırım listesine alınmıştı. Bakıri, AB’nin hamlesine alaycı bir dille karşılık verdi.
İran’ın, Rusya’ya Ukrayna savaşında kullanması için silah veya insansız hava aracı temin ettiği iddia edildi. AB ise bu iddialar üzerine İran’a yaptırım uygulama kararı aldı.
Hüseyin Bakıri, “AB’den insani bir ricam var.” diyerek bugünden itibaren hazırlanan yaptırımların uygulanması için vekalet verdiğini duyurarak şu ifadeleri kullandı;
“Tümgeneral Muhammed Hüseyin Bakıri’nin bütün dünyadaki bankalarda bulunan mülklerini ve varlıklarını tespit edip onlara Avrupalı vatandaşlar için kömür almak için el koyabilirler. Zorlu bir kış onları bekliyor.”
İran’a 2019 Yılında ABD Tarafından Yaptırım Uygulanmıştı
ABD Hazine Bakanlığı’nın da 2019 yılında benzer hamle yaptığını anımsatan Bakıri, ABD’nin ve Avrupa’nın İran İslami Cumhuriyeti’nin kurulduğu 1979 tarihinden beri ülkenin silahlı kuvvetlerine yaptırım uyguladığının bilgisini verdi.
Geçmiş dönemde İranlı askerlerden dikenli teli esirgediğini vurgulayan Bakıri, bugüne bakıldığındaysa İran yapımı füze ve droneları almak için kuyruk oluşturduklarını belirtti.
Rusya, Ukrayna Saldırılarında İran Mühimmatlarını Mı Kullanıyor?
Ukraynalı yetkililer Kiev, Odessa, Vinnıtsya ve Zaporijya bölgelerindeki kamikaze saldırılarında İran yapımı olduğu öne sürülen insansız hava araçlarının (İHA) kullanıldığını iddia etmişti. Kalıntılarının fotoğrafları ise basına servis edilmişti.
Rus tarafı bu iddialar üzerine droneların yerli üretim olduğunu savundu. İran’dan ise savaşta kullanılmak üzere herhangi bir silah sevkiyatının yapılmadığı söylendi.
Bahsi geçen iddialardan kaynaklı AB ülkeleri, Bakıri ile birlikte İran Savunma Bakanlığı’nda araştırma ve tedarik yetkilisi Seyid Hacetullah Kureyşi ve İran Devrim Muhafızları’nın İHA sorumlusu olduğu söylenen Said Ağacani’yi yaptırım listesine almak üzere harekete geçti.
Yaptırım listesinde yer alan kişilerin seyahat özgürlüğünün ve mal varlığı hareketlerinin kısıtlanması öngörüldü. Ancak bu yaptırımların büyük oranda sembolik olduğu söylendi.