Ekonomim yazarı Erhan Aslanoğlu, Türkiye ekonomisine ilişkin bir yazı kaleme aldı. Aslanoğlu, sektörlerden gelen görüşler ve öncü göstergelerin ekonominin yavaşladığına işaret ettiğini belirtti. Tüketicinin hem mevcut durum algısı hem de geleceğe ilişkin beklentisinde gerileme izlendiğini kaydetti.
Bloomberg HT’nin Ekim ayı Tüketici Güven Ön Endeksi’ni değerlendirerek, endeks Ekim’de önceki ayın nihai endeksine göre yüzde 5,20 düşerek 61,93 değerine gerilemişti.
Eylül’de yükselen endeksin tekrar Ağustos seviyesine döndüğünü söyleyen Aslanoğlu, tüketicinin hem mevcut durum algısında hem de geleceğe ilişkin beklentilerinde gerileme izlendiğini vurguladı.
İpotekli Konut Satış Talebi Düşebilir
Faizlerdeki her yükselişin konut kredi talebini düşürdüğüne dikkat çekerek, para politikasındaki sıkılaşma eğiliminin süreceği varsayımıyla kredi faizlerinde artış olabileceğini öngördü. Bu sebepten gelecek süreçte ipotekli konut satış talebinin daha çok düşebileceğine dikkat çekti.
“Enflasyon ortamları ise faiz artışına yol açarak deflasyonist ortamların yarattığı varlık fiyatlarını aşağı çeker.” ifadelerini kullanarak, şu anda enflasyona yönelik politikaların devreye sokulmasıyla varlık fiyatlarında gerileme izlendiğine dikkat çekti.
Konut ve otomobil sektörünün yaşadığı durgunlukla bundan ilk nasibini alan sektörler olduğuna işaret ederek, gelecek süreçte bu öncü sektörlerden gelen sinyallerin diğer sektörlere de yansıyacağını öngördü.
Borsadaki Yükseliş Frenlenecek
Enflasyonla mücadele için talep düşüşüne ve varlık fiyatlarındaki aşırı yükselişlerin daha normalize olmasına imkan verilmesi gerektiğini savunan Aslanoğlu, şöyle konuştu;
“Gerek finansal piyasa fiyatlamaları gerek reel varlık fiyatlamaları bu süreçten etkilenecektir. Hisse senedi piyasasında da benzer risklere dikkat etmemiz gerekiyor. Hisse senedi fiyatını etkileyen faizler, risk parametreleri ve kârlılık oranları önümüzdeki süreçte borsadaki yükselişi muhtemelen frenleyecektir.”
Enflasyonla mücadelede başarılı olma beklentisi ve buna bağlı sürdürülebilir büyüme oluşturulması ne kadar güçlü olursa hisse senedi piyasasının olumsuz etkilenmesinin o kadar azalacağını ileri sürdü. Bahsi geçen durumlar sağlandığında, orta vadede daha olumlu etkilerle karşılaşılacağını kaydetti.