Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), son Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısında faiz değişikliği yapmazken, sıkılaşma adımlarında şimdilik sona gelindiği mesajını verdi. Ancak son açıklanan enflasyonun yüzde 67’yi aşarak beklentinin üzerine çıkması ve dolar kurundaki yükseliş nedeniyle yeni kararlar alındı.
kolayca yatırım yapın
TCMB ilave sıkılaşma adımları kapsamında dün TL ticari krediler için yüzde 2,5 olan aylık büyüme sınırı yüzde 2’ye, ihtiyaç kredilerinde yüzde 3 olan aylık büyüme sınırının yüzde 2’ye indirdi.
Bugün alınan kararda ise bankalar ve finansman şirketleri tarafından sağlanan nakdi krediler için belirlenen kredi büyüme oranının belirli bir süre boyunca belirli bir eşiğin üzerine çıkması durumunda, fazla kredi miktarı kadar Türk lirası cinsinden zorunlu karşılık bloke edileceği bildirildi.
TCMB’nin attığı bu adımların ardından ekonomistlerden yorumlar art arda gelmeye başladı.
Merkez Bankası eski başekonomisti Hakan Kara, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda bu seviyelerdeki enflasyonla mücadelenin topyekûn bir çaba gerektirdiğini söylerken, “Maalesef Merkez Bankası yine yalnız bırakıldığı gibi, temel politika aracı da kısıtlanıyor. Seçime kadar idare etmek için faiz hariç bütün düğmelere basmak zorunda kalıyor.” ifadesini kullandı.
TCMB’nin Önlemleri Ne Gibi Sonuçlar Doğuracak?
Prof. Dr. Şenol Babuşçu da TCMB’nin aldığı ilave sıkılaşma adımlarını değerlendirdi. Alınan önlemlerin ticari ve ihtiyaç kredilerinde büyümeyi önlemeye yönelik olduğunu söyleyen Babuşcu, ekonomi yönetiminin doğrudan kendisi önlem almak yerine, bankalar üzerinden piyasadaki kredi talebini daraltmaya çalıştığını belirtti.
Bu uygulama ile bankaların kredi kullandırırken biraz çekingen davranacağını, böylelikle de bankaların kredi faiz oranlarının az da olsa yükselebileceğini aktardı.
Ekonomi yönetiminin enflasyonu düşürmek amacıyla piyasadaki mal ve hizmetlere olan talebi azaltmaya çalıştığını, talebi artıran unsurlardan birinin kredi talebi olduğunu söyledi.
Alınan önlemlere rağmen kredi talebinin henüz yeterince düşürülmediğini söyleyen ünlü ekonomist, dolayısıyla da yeni önlemlere ihtiyaç duyulduğunu belirtti.
Sorunumuz Ekonomide Dengelerin Sağlanmamış Olması
“Öncelikli olarak sorunun temeline bakacak olursak, sorunumuz ülkede başta enflasyon olmak üzere ekonomideki dengelerin sağlanmamış olması.” diyen Babuşçu, bunun nedenini seçim sonrasında alınan önlemlerin yetersiz olmasıyla açıkladı. Kademeli geçiş adı altında önlemlerin zamanında alınmadığı gibi aynı zamanda yetersiz kaldığını, bu nedenle de bugün ek önlemlere ihtiyaç duyulduğunu sözlerine ekledi.
Faiz oranı artışı dışında kayda değer bir para politikası aracı uygulanmadığını, piyasada sürekli oluşan likidite fazlasının talebin canlı kalmasına yol açtığını söyledi.
Politika faizinin enflasyonun çok gerisinde kaldığını, buna bağlı olarak kredi faizlerinin yükseldiğini ve yine enflasyona göre düşük kaldığı için insanların enflasyonun düşeceğine inanmadığını, bu nedenle de kredilerin cazibesini kaybetmediğini dile getirdi.
Merkez Bankası Denenmiş Yolları Deniyor
Maliye tarafında geliri artırıcı bazı önlemlerin dışında, giderleri kontrol etmek adına hiçbir önlem alınmadığını, seçim sonrasında ise vergiler üzerinden bazı gelir artırıcı önlemlerin gelebileceğini söyledi.
Yeni ekonomi yönetiminin kamuda harcamaların azaltılmasına yönelik herhangi bir önlem almadığını söyleyen Babuşçu, maliye politikasının gider tarafında seçim sonrasında da kayda değer bir önlem almasını beklemiyor.
Merkez Bankası’nın aldığı bu önlemlerin daha önceki ekonomi yönetimi tarafından da denendiğini fakat başarılı olunmadığını belirten isim, Türkiye ekonomisinin bu tür dolaylı yollardan alınacak küçük önlemlerle dengelenmesinin mümkün olmadığını sözlerine ekledi.