Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB) kur korumalı mevduat (KKM) hesaplarına verilecek faizi sırtlanması ve döviz kurlarındaki artışa ek olarak KKM girişlerindeki rekor katılımların piyasada likidite sorunu yaşatması, mevduat tarafı için art arda alınan kararları beraberinde getirdi.
Twitter üzerinden paylaşımda bulunan ekonomistler, Merkez Bankası’nın KKM’de zorunlu karşılık oranlarını tekrar yükselterek yabancı para mevduattan KKM hesaplarına dönüşüm hedefinden ve TL payına göre ilave/indirimli menkul kıymet tesis uygulamasından vazgeçmesini yorumladı.
Merkez Bankası eski başekonomisti Hakan Kara, “TCMB bankalara diyor ki TL’den KKM’ye geçmiş mudileri tekrar TL mevduata geçmeye ikna edin. Bir taşla iki kuş vuruyor, KKM’yi eritirken mevduat faizinin de artmasını sağlayacak. Tabii bu karmaşık işlere girmeden resmi faiz de artırılabilirdi, ama belli ki oradaki ısrar sürüyor” dedi.
Ekonomist Şenol Babuşcu, “Düne kadar KKM hesaplarını artır baskısı varken şimdi azalt hedefi…” çıkışını yaptı.
Bankacılık sektöründe kayda geçen baskıya dikkat çekerek, “Banka TL mevduat faizlerine baskı kalkıp, özgürlük gelecek gibi görünüyor” diye ekledi.
“Top Çevriliyor”
Ardı ardına alınan kararların rasyonel sonuçlar doğurmayacağına işaret eden ekonomi yazarı Uğur Gürses’in yorumu, “Bankalara şimdi de KKM’leri yenileme hedefi getirilmiş. Olmazsa düşük faizli ‘menkul kıymet cezası’ uygulanacak. Belli ki yeni atanan PPK üyeleri TL faizini düzeltme umudu taşımıyorlar; işi top çevirmeye dökmüşler” oldu.
Ekonomist Selçuk Geçer, “TCMB, KKM sınırlama ve mevduat faizi kararının deşifresi… Ya yüksek faiz, ya yüksek kur! Bu arada düşük politika faizi aldatmacasına devam!” diyerek eleştiride bulundu.
Merkez’i eleştiren bir diğer ekonomist Güldem Atabay da “KKM belasından çıkmaya adım doğru, faizin etrafından dolanmak için bankalara yüklenmek yanlış. Faiz doğru yere oturtulmadan (23’te yüzde 70 üzeri, 24 sonu yüzde 45 TÜFE ile uyumlu) döviz, altın talebini kesmek için daha yüksek munzam karşılık işe yaramaz. Rasyonel işler değil bunlar” dedi.