İktisatçı Mahfi Eğilmez dün kaleme aldığı yazısında, “Bileşen Hatası, Bölünme Hatası ve Devleti Şirket gibi Yönetme Hatası” başlıklı önemli konuları ele aldı. Eğilmez, sosyal bilimlerde sıkça karşılaşılan bileşen hatası, bir bütünü oluşturan bireyler veya birimler için geçerli olan bir olgunun, o bütün için de aynı şekilde geçerli olacağı yanılgısına dikkat çekti.
Özellikle ekonomi alanında bu hatanın tasarruf ve tüketim arasındaki çelişki üzerinden açıklandığını vurguladı. Bir veya birkaç bireyin tasarrufu artırması bireysel açıdan olumlu bir gelişme olabilirken, toplum genelinde tüm bireylerin tasarruf artışının ekonomiyi olumsuz etkileyebileceğini belirtti.
Gelirin iki şekilde kullanıldığına dikkat çeken Eğilmez, bunun tüketim ve tasarruf olduğunu kaydetti. Gelirin değişmediği bir ortamda tasarrufun artmasının tüketimin azalmasına sebep olacağını paylaştı.
Büyüme Düşerse İşsizlik Artar
Tüketim azalırsa üretim ve yatırımın da azalacağını, sonuç olaraksa büyümenin düşeceğini kaydetti. Büyüme düşerse de işsizlikte artış olacağını aktardı.
Eğilmez’e göre mikro düzeyde doğru olan birçok şey, makro düzeyde geçerli olmayabilir. Bölünme hatasının ise terkip hatasının tam tersi olduğunu söyleyen Eğilmez, bunun bir bütün için doğru olanın, bütünü oluşturan bireyler için de doğru olduğunu düşünme hatası olarak tanımlandığını belirtti.
Ekonomide yaşanan resesyonu aşmak için hükümetin kamu harcamalarını artırarak ve vergileri düşürerek ekonomiyi canlandırma çabasının, bireylerin davranışlarını etkileyerek beklenmedik sonuçlara yol açabileceği konusunda uyardı.
Devlet Şirket gibi Yönetilmez
Ekonomide yüksek enflasyon sorunu yoksa bu tür bir yaklaşım ekonomide büyük sorunlar yaratmaksızın canlanmanın önünü açabileceğini de ekledi.
Eğilmez yazısında, “Devletin niçin şirket gibi, şirketin de niçin devlet gibi yönetilemeyeceğinin en iyi örnekleri bu iki hataya bakılarak anlaşılabilir. Devlet, makro kararlar verir, şirketler ve kişiler ise mikro kararlar alırlar.” İfadelerine yer verdi.
Söz konusu durumlarda çoğu kez makro düzeyde doğru olan şeylerin mikro düzeyde, mikro düzeyde doğru olan şeylerinse makro düzeyde doğru olmayabileceğinin altını çizdi.