CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun Cumhurbaşkanlığı yarışında ekonomi kadrosunda başı çeken ancak seçim sonuçlarının ardından ismi iç siyasette tekrar anılmayan dünyaca ünlü Amerikalı iktisat profesörü Daron Acemoğlu’ndan Merkez Bankası’nın faiz kararına ilişkin değerlendirme mesajı geldi.
Daha önce yaptığı açıklamalarda ekonomide sonuç getirecek politikalar için kadronun olmadığı eleştirisini yapan Massachusetts Teknoloji Enstitüsü’nden (MIT) Acemoğlu, Merkez’in beklenti üstü gelen faiz artışı kararının doğru olduğunu söyledi.
Açıklamalarını sosyal medya hesabı üzerinden paylaşarak, “Geçen ayki hayal kırıklığı yaratan ve beklentinin çok altında kalan faiz artırımından sonra bu yeni karar Merkez Bankası’nın belki de gerçekten enflasyona karşı mücadeleye başladığının göstergesi olabilir. Ama bence doğru politikalara doğru giden yolun daha en başındayız. Sadece yüksek faiz aktarılmasıyla ekonomi düzelmez” dedi.
Ekonomideki çıkmazın 4 politika değişikliği olmaksızın ortadan kaldırılamayacağının altını çizerek, enflasyonu baskılamak için reel faizleri sıfırın üstüne taşımanın ilk adım olduğunu ifade etti.
Yapısal Reformlar Gerekli
Ünlü ekonomist, ikinci adımın kurumsal reform sürecine başlamak olduğunu söyleyerek şöyle ekledi:
“Bu süreç ifade özgürlüğü ve demokratik hakların kuvvetlendirilmesi ile başlamalı. …Bunların içinde yolsuzluğu kontrol altına almak, rekabeti azaltan uygulamaları durdurmak, yargı kurumlarının bağımsızlığını sağlamak ve yatırımın önünün açılması özellikle önemli. Bu konularda hiçbir gelişme yok ve olacağını düşünmüyorum.”
İkinci adımın atılmaması halinde ücretlerin reel olarak artmayacağını, enflasyon kaynaklı problemlerin devam edeceğini ve sonuç olarak fakirlik ile işsizliğin kronikleşeceğini kaydetti.
Kaynak Getirilmeli, Fakirlik Ortadan Kaldırılmalı
Üçüncü olarak yurt dışından kaynak getirilmesi gerektiğini söyleyen Acemoğlu, “Bu kaynaklar şirket ve banka bilançolarındaki kötü durumu düzeltmek için ve depremden dolayı ortaya çıkan büyük harcama gerekliliği için kullanılmalıdır” dedi.
“Dördüncüsü ise fakirliğin artmamasını sağlamak” diyerek, ülkeye gelen kaynakların doğru kullanımının, kurumsal reformların sağlanmasının önemini şöyle açıkladı:
“Hem yatırımı arttırmak hem de sosyal güvenlik ağını kuvvetlendirmek lazım. Bu konuda hükümetin doğru politikaları izleyeceğinden de emin değilim. Sonuç olarak doğru yöne doğru bir adım, ama bence arkası gelip gelmeyeceği belli değil. Bence Türkiye ve Türk halkını zor günler bekliyor.”
