Borsa İstanbul’da 4900-5000 puan arasına sıkışan BIST 100 endeksi, haftanın son gününde yüzde 0,2’lik bir artış kaydetti. Uzmanlar yabancı yatırımcının eksikliğinin devam ettiğini, seçime yönelik belirsizliklerden dolayı büyük yatırımcıların beklemeyi tercih ettiğini ifade ediyor.
Seçim baskısının üzerine Türkiye’yi yasa boğan deprem felaketinin yaşanması da zaten stresli olan piyasaların tamamen durgunlaşmasına ve etkilenmesine neden oldu. Uzmanlar riskli olarak görülen bu süreçte daha güvenilir, geleceği olan şirketlerin tercih edilmesi gerektiğini, kısa vadeli işlemlerden uzak durulması gerektiğini sıklıkla vurguluyor.
Kaynak: Paratic Piyasalar
Pazartesi gününe 4806 puandan başlayan BIST 100 endeksi, Çarşamba günü uzmanların psikolojik seviye dediği 5000 puana kadar çıktı. Bu noktada tutunamayan endeks, haftanın son gününde yüzde 0,24 artışla kapanışını 4924 puandan yaptı.
Endekste işlem hacmindeki düşüş dikkat çekmeye devam ediyor. Endeks önceki kapanışa göre 11 puan artarken işlem hacmi 39,2 milyar TL seviyesinde oldu.
BIST 100’de 4900 ve 4850 seviyeleri destek, 5000 ve 5050 puan direnç olarak takip ediliyor.
Sektör endeksleri arasında en çok kazandıran yüzde 2,6 ile madencilik olurken en çok kaybettiren yüzde 2,2 ile iletişim oldu. Bankacılık endeksi yüzde 0,12, holding endeksi yüzde 0,10 artış gösterdi.
BIST 100 endeksindeki hisselerin 61’i prim yaparken 37’si geriledi. En çok işlem gören hisseler Koza Altın İşletmeleri (KOZAL), Türk Hava Yolları (THYAO), Ereğli Demir Çelik (EREGL), Girişim Elektrik Sanayi (GESAN), Emlak Konut Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı (EKGYO) oldu.
“Yabancının İlgisi Yok”
Ekonomi Ekranı’nda konuşan Yavuz Hacıoğlu, borsanın genel durumunu değerlendirdi ve yorumlarını paylaştı. Yabancıların Borsa İstanbul’a ilgisinin olmadığını, yabancı payının tarihi dip seviyesini yenilediğini aktardı. En son oranın yüzde 28,25 olduğunu belirten Hacıoğlu, yabancıların geçtiğimiz hafta 60 milyon dolar satış yaptığını sözlerine ekledi.
Borsaya fon gelmediğini ifade etti ve görüştüğü fon yöneticisi arkadaşlarının borsaya pek ilgi göstermediğini paylaştı. Seçim belirsizliğini satın almak istemediklerini, beklemeyi tercih ettiklerini söyledi.
“Kaynak Gelmiyor”
Portföy yönetim şirketlerinin vatandaşın parasını yönettiğini, sıkıntılı bir gelişme yaşandığı zaman tasarruf sahiplerinin çok hızlı bir şekilde paralarını çekmeye çalıştığını belirtti.
Bununla birlikte bu portföy yönetim şirketlerinin nakitleri karşılamak için çok hızlı satış yapmaları gerektiğini kaydetti. Bu şirketlerin söz konusu durumlar için fazlaca nakit bulundurduklarını, risk almadıklarını söyledi. Sonuç olarak portföy yönetim şirketlerinden borsaya bir kaynak gelmediğini dile getirdi.
“Piyasa Hareket Etmiyor”
Hacıoğlu, borsadaki yatırımcıların büyük bir çoğunluğunun portföylerinin 10 bin TL’den daha az olduğunu hatırlatarak bunun piyasanın hareket etmiyor olmasının bir açıklaması olduğunu aktardı. Büyük portföylerin satışlarını yaparak dışarı çıktıklarını, kenarda beklediklerini belirtti.
Fonların çıkmasıyla hacim odaklı çalışan robot yazılımların da etkinliğinin azaldığını ifade etti.
“Mehmet Şimşek ile Görüşülüyor”
Uzman, mevcut hükümetin eski ekonomi bakanı Mehmet Şimşek ile görüşmeler yaptığını, Şimşek’in çok siyasete dönmek istemediğini paylaştı. Hacıoğlu, “Öyle bir noktaya geldik ki Mehmet Şimşek’in ismini kullanmak bile pozitif algılanıyor gibi.” ifadelerini kullandı.
Diğer taraftan muhalefetin de farklı vaatler verdiğini, bu seçimin çok zor olacağını vurguladı.
“Çok Büyük Maliyetleri Oldu”
Hacıoğlu, mevcut ekonomik politikaların çok büyük maliyetleri olduğunu, özellikle çalışan kesimin yaşam standartlarının üçte birinin kaybolduğunu paylaştı.
Bunun Türkiye Ekonomi Modeli’nden dolayı bu hale geldiğini belirten Analist, hükümette “Bu model olmadı. Geri deniyoruz.” şeklinde bir düşüncenin mümkün olmadığını paylaştı.
Uzman, mevcut iktidarın devam etmesi durumunda “daha katı, daha dünyadan ayrı işler” olmaya devam edeceğini söyledi. Bu olasılığın hiç güzel bir olasılık olmadığını vurguladı.
Muhalefet tarafında 6’lı masanın da parçalı bir yapı olduğunu da sözlerine ekledi.
“Büyük Bir Jeopolitik Gerilim”
Hacıoğlu, çok uzun zamandır altyapısı hazırlanan bir jeopolitik gerilimin içinde bulunulduğunu savunarak Amerika’nın 2024 askeri bütçesini yüzde 40 artırmayı planladığını paylaştı.
Bunun çok yüksek bir oran olduğunu kaydeden Analist, Japonya’nın son yıllarda her sene 70 milyar dolarlık silah yatırımı yaptığını ifade etti.
Dünyadaki kutuplaşmanın son ve en belirgin örneğinin Petrol İhraç Eden Ülkeler Örgütü OPEC+ tarafından alınan karar olduğunu belirtti. Petrol arzının azaltılmasına yönelik bu kararın başını çeken iki ülkenin Rusya ve Suudi Arabistan olduğunu söyledi. Daha önce Suudi Arabistan’ın Amerika ile kanka olduğunu, durumların değiştiğini aktardı.
Son günlerde Çin’in arabuluculuğu ile İran ve Suudi Arabistan’ın yakınlaştığını, görüşmeler yaptığını ifade etti. Hacıoğlu, Amerika’nın bu olaylara karşı mutlaka sert bir cevap vereceğini dile getirdi.
“ABD-Çin Savaşı Olabilir”
Söz konusu gelişmelerin tüm dünya ekonomisini ve piyasaları etkilediğinin altını çizen Hacıoğlu, “Benim bir tezim var. ABD’de 2024-2027 arasında demokratların seçimi kazanması durumunda ABD-Çin savaşının olası olduğunu düşünüyorum.” ifadelerini kullandı.
Mevcut durumda bu savaş için hazırlık yapıldığını, Rusya-Ukrayna savaşının altyapısının 8 yıl boyunca hazırlandığını kaydetti.
Analist, Rusya-Ukrayna savaşının çıkma nedeninin de Rusya’nın askeri olarak zayıflatılması olduğunu öne sürdü. Eğer ABD-Çin savaşı söz konusu olursa yardıma gidecek olan Rusya’nın yıpratılmaya çalışıldığını paylaştı.
