Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) Başkanı Mehmet Ali Akben, NTV canlı yayınında, geçen hafta yapılan kredi düzenlemesine dair soruları yanıtlandırdı.
BDDK, döviz varlıkları 15 milyon TL’ye denk gelen şirketlere, ticari kredi kullanımı konusunda sınırlama getirdi. Bu gelişme ise birçok kafa karışıklığına ve yanlış anlaşılmalara yol açtı.
Hızlı kredi artışı ve kredilerin verimli alanlarına yönlendirilmemesinin bazı risklere yol açtığını belirten Akben, “Bu çerçevede istihdama katkı sunan sektörleri desteklemek için biz bunları selektif alanlara katkı sağlasınlar diye buralara yönlendirdik. Kredileri ekonomiye katkı sağlayacak alanlara yönlendirdik.” ifadesini kullandı.
Bazı şirketlerin ihtiyacı olmadığı halde döviz aldıklarını, söz konusu düzenlemenin finansal istikrarın sağlanmasına yardımcı olacağını belirtti. Ancak sermaye kontrolü ile alakası olmadığına da dikkat çekti.
Kararı verirken aldıkları kriterleri sayan Akben bunları şu şekilde sıraladı; “Bunlar bağımsız denetime tabi şirketler olsun. Bilançodaki değer 15 milyon TL’nin üzerinde döviz karşılığı ifade etsin. Aktif toplamının yüzde 10’undan fazlası hangisi ise bunlar olsun. Bu 3 şartı taşımak zorunda. Bu şirketler bazında uygulanan bir karar. Şahısları ilgilendiren bir karar değil.”
Bu şartları sağlayan şirketlerin ise tahmini sayısının 300’den fazla olduğunu ifade etti.
Döviz Pozisyon Fazlalıkları Kontrol Altına Alınacak
Kararın iyileştirilmesi gereken yanları olacağını ifade eden Akben, piyasayı rahatlatacak hale getireceklerini söyledi. Tam olarak istedikleri durumu, “Ucuz TL kredi ile döviz alıp, altın alıp bunları pozisyon tutmayın, yatırım yapın, istihdam üretin bu alanlarda kulanın.” sözleriyle özetledi.
Gerekli gördükleri durumlar için yeni düzenlemeler yapılacağını, 15 milyar dolardan fazla döviz fazlalığı olduğunu, bunun kontrol altına alınmasının direkt döviz kurlarını etkileyeceğini söyledi.
Karar sonrasında iş dünyasında yatırımları olumsuz etkileyeceğine dair endişeler oluştu. Akben, böyle bir durum olmayacağını düşünüyor. Kur korumalı mevduattta 1 trilyon liranın üzerinde bir büyüklüğe ulaşıldığını ve bu kararların sürekli devam etmeyeceğini söyledi.
