Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati, ekonomi gündemini değerlendirdi. ABD’nin geçtiğimiz günlerde Ruslarla çalışmaması konusunda Türkiye’ye gönderdiği uyarı mektubu hakkında dikkat çekici açıklamalarda bulundu.
Yeni Şafak’a demeç veren Nebati, ABD Hazine Bakanlığı’nın geçen ay Türk Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği’ne (TÜSİAD) gönderdiği mektubun aynısının Müstakil Sanayici ve İş Adamları Derneği (MÜSİAD) ve Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği’ne (TOBB) de gönderildiğini açıkladı.
ABD Hazine Bakan Yardımcısı Wally Adeyemo’nun imzasıyla gönderilen mektupta, Rusya’ya uygulanan yaptırımlara Türk iş çevresinin riayet etmesi bildirilmişti. Nebati, Rusya ve Ukrayna arasında arabulucu rolü oynayan tek ülkenin Türkiye olduğunu vurgulayarak şöyle konuştu:
“NATO müttefikimiz ABD’nin de bölgede barışın hakim kılınması, gıda ve enerji güvenliğinin sağlanması için Türkiye’yi destekleyici adımlar atacağından şüphemiz yok.”
Nebati, Amerika tarafının uyarısına rağmen Türkiye’nin küresel ticarette daha fazla pay sahibi olmak için ilgili sivil toplum kuruluşlarının (STK) ve reel sektör temsilcilerinin destekleneceği mesajını verdi.
Yaptırımlar Konusunda Türkiye’nin Tavrı Değişmedi
Bakan Nebati, Türkiye’nin savaşın her iki cephesiyle de derin ekonomik ve siyasi ilişkilere sahip olduğunu söyleyerek; “Türkiye, pek çok kez tek taraflı yaptırımlara katılmadığına dikkat çekmiş ancak Rusya’nın da asla yaptırımları by-pas etmesine izin vermeyeceğini açık bir dille ifade etti” dedi.
Maliye Bakanı’nın açıklaması şöyle: “Devam eden süreç ve yaptırımlar konusunda Türkiye’nin konumunda bir değişiklik söz konusu olmadığı gibi herhangi bir kurum veya kişinin yaptırımları delmesine izin verilmeyecek. Türkiye, iletişime ve iş birliğine açıktır”
“Kredi Faizlerinin İlerleyen Dönemde Gerilemesini Bekliyoruz”
Nebati, Merkez Bankası’nın faiz indiriminde ısrarcı olmasına karşın bankaların kredi faizlerini yüksek seviyelerde tutmasına ilişkin değerlendirmede bulundu.
Piyasa ve politika faizlerinde uyumsuzluk meydana geldiğinde, geçen yıl Aralık ayından itibaren makro ihtiyati tedbirlerin devreye alındığını hatırlatarak şöyle açıklama yaptı:
“Yüksek enflasyon ile karşılaştırıldığında kredi faizlerinin düşük tutulması sağlandı. Kredi riskini fiyatlamada en önemli belirleyicilerden birisi olan tahsili gecikmiş alacaklar oranı oldukça makul seviyelerde. Mevcut fonlama maliyetinin seviyesi de göz önüne alındığında kredi faizlerinin ilerleyen dönemlerde gerilemesini bekliyoruz.”
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB) kredi faizleri ve büyüme hızına yönelik yaptığı yeni düzenlemede, bankalar 29,38’in üzerinde ticari kredi faizi uygulayamıyor. Maliye Bakanı konuşmasında, ticari kredi faiz oranlarının daha makul bir seviyede dengeleneceğini ifade etti.
“Krediler Enflasyonist Baskı Oluşturan Alanlara Aktarılmıyor”
Nebati, Türkiye Ekonomi Modeli kapsamında üretim, yatırım ve istihdamın öncelendiğini, kredilerin enflasyonist baskı oluşturan ve makroekonomik dengeleri olumsuz etkileyen alanlara değil, üretken alanlara aktarıldığını savundu.
Reel sektörün makul maliyetler ile finansmana erişim sağladığını söyledi.
Gündemde Yeni Bir Yapılandırma Yok
Bakan Nebati, gecikmiş kamu alacaklarının tahsili için yeni bir yapılandırma planının olup olmayacağı ile ilgili de açıklama yaptı.
Yakın zamanda çıkarılan ve uygulaması hala devam eden yapılandırma kanununa işaret ederek, “Yeni bir yapılandırma kanunu çıkartmayı düşünmüyoruz. Vatandaşlarımız bu tip söylentilere itibar etmemeli, yükümlülüklerini zamanında yerine getirmeli” dedi.
Nebati, 2 Kat Açık Veren Bütçenin Ekonomik Hedeflerle Uyumlu Olacağına İnanıyor
Maliye Bakanı, Temmuz’da 64 milyar 19 milyon TL açık veren ve Haziran ayındaki 31,1 milyar TL’lik açığın iki katından da fazlası olan bütçenin ekonomik hedeflerle uyumlu olacağını söyledi.
Enflasyonu büyük oranda etkileyen enerji krizinin küresel ölçekte bir sorun olduğunu hatırlayarak, “Enerji ve üretim maliyetleri ile fiyatların yükseldiği bir süreçten geçiyoruz. Bu olumsuz süreçte, vatandaşlarımızın hanelerinde tükettiği doğal gaz ve elektriği daha ucuza kullanabilmelerini temin etmek amacıyla bütçemizden çok önemli destekler sağlıyoruz” dedi.
Sene sonu bütçe açığının gayrisafi yurt içi hasılaya (GSYH) oranı olan yüzde 3,5 hedefinden vazgeçilmediği mesajını verdi.
Nebati, “Temmuz dönemine ilişkin bütçe gerçekleşmeleri de bu öngörümüzü destekliyor. Yakın zamanda açıklayacağımız Orta Vadeli Programla da bütçe dengesi beklentimizde herhangi bir olumsuzluk bulunmuyor” dedi.
“Borçlanmanın Ortalama Vadesi 65 Aya Çıktı”
Uygulanan ekonomik politikalar sayesinde borçlanmanın ortalama vadesinin 65 ay seviyesine çıktığını söyleyen Nebati, “Ortalama vadenin 2021 yılında 55 ay, önceki senelerde ise sırasıyla 37 ay ve 30 ay olduğu düşünüldüğünde 2022’de borçlanma alanında uygulanan politikaların önemi daha rahat görülür” dedi.
Temmuz ayında borçlanmanın ortalama vadesinin 98 ay ile Hazine iç borçlanmasında görülen en uzun ortalama vade olduğunu paylaştı.
Özellikle son dönemdeki ihraç oranlarında yatırımcıların oldukça yüksek miktarda talepte bulunduğunu söyleyerek, “Maliyetlerin de ciddi biçimde gerilediğini görmekteyiz. Bu sayede, uzun vadeli, TL cinsi, sabit getirili senetlerin toplam borçlanmamız içerisindeki payı yüzde 50’ler seviyesine yükseldi” şeklinde konuştu.
TL Mevduatı Krediye Dönüşüyor
Bankacılık sektöründeki mevduat miktarının kullandırılan kredi toplamının üzerinde kalmasının nedenini açıklayan Nebati şöyle konuştu:
“Bankalarımız yüksek aktif kalitesi ve güçlü sermaye yeterliliğine sahiptir. Buna karşılık yüzde 100’ün altındaki kredi mevduat oranında daha çok yabancı para kredi mevduat oranının düşük olması etkili. Nitekim TL cinsinden kredi-mevduat oranına baktığımızda yüzde 120’ler civarında olduğunu görüyoruz. Yani TL kredi miktarı, TL mevduat miktarının oldukça üzerinde gerçekleşiyor. Son yıllarda yabancı para kredilerdeki azalışta da yabancı para kredi kullandırımının belirli şartlara bağlanmasının etkili olduğunu değerlendiriyoruz.”