Almanya Maliye Bakanı Olaf Scholz, ülkenin yavaşlayan ekonomisini canlandırmak için borç almayacağını söyleyerek cansız büyüme için bu yıl çözülemeyen ticaret anlaşmazlıkları ve İngiltere’nin Avrupa Birliği’nden anlaşma yapmadan ayrılma riskini suçladı.
BBC’nin haberine göre Sosyal Demokrat Maliye Bakanı, hükümetin 2019 büyüme tahminini yüzde 0.5’e indirmesinin ardından Avrupa’nın en büyük ekonomisinin resesyona girebileceğini korkularını da reddetti. Şansölye Angela Merkel’in koalisyon hükümeti, yatırımları artırmak için AB ortaklarından ve Uluslararası Para Fonu’ndan gelen çağrılarla karşı karşıyayken muhafazakar bir milletvekili de ekonomiyi hızlandırmak için teşvik paketi teklif etmişti.
Bu noktada Almanya Maliye Bakanı Olaf Scholz; bir durgunluktan uzak daha yavaş bir büyümeye sahip olduklarını açıkladı.“Ve eğer gerçekten küreselleşmiş bir ekonomiyseniz, büyük bir ihracatçı ve ithalatçıysanız, dünya ekonomisindeki tüm gelişmeler ülkenizin kalkınmasında etkili olacaktır. Ve dünya ekonomisinde yavaşlama olduğunu, bunun nereden geldiğini biliyoruz. Çoğunlukla politik sebepler.” diyen Sholz, ABD hem Çin hem de AB ile anlaşmazlıklarının, ayrıca Brexit belirsizliklerinin Almanya’daki yavaşlamanın temel nedenleri arasında olduğunu söyleyerek bunun zayıf yatırım gibi yapısal sorunlardan kaynaklanmadığını aktardı. Scholz, borç meselesi hakkında da görüş bildirdi.
Scholz’un yeni borç almama kararı, hem Merkel’in muhafazakarlarından hem de daha düşük vergiler isteyen işletme liderlerinin yanında Scholz’un merkez-sol Sosyal Demokratlarından eleştiri almıştı.“Almanya’da daha fazla borçlanmamamız gerektiğini söyleyen herkese fazlasıyla katılıyorum. Almanya’da yeterince borcumuz olduğunu söylememiz çok iyi bir politika ve bu artmamalı ve kamu borcunu daha fazla artırmama kuralına sadık kalacağız” ifadeleriyle dikkat çeken Maliye Bakanı, aileler için yıllık 10 milyar euro değerindeki onaylanan vergi indirimleri, emekli maaşları ve sosyal refah üzerinde daha fazla harcama, dijitalleşme, altyapı, araştırma ve geliştirme yatırımlarının ekonomiyi canlı tutacağını belirtti.
Sonuçta ekonomisi son 9 yılda büyümekte olan Almanya, 2011’den beri yürürlükte olan bir borç frenleme yasasına sahipti ve bu federal ve eyalet hükümetlerini beş ila 10 yıl boyunca yapısal bütçe açıklarının neredeyse hepsini ortadan kaldırmaya zorluyordu.