Başkan George H. W. Bush ve Bill Clinton için ekonomi danışmanlığı yapan eski bir üst düzey ticaret müzakerecisi, ABD’nin ticaret politikaları için çarpıcı açıklamalar yaptı.
kolayca yatırım yapın
ABD-Çin ticaret savaşı, Washington ve Pekin’in bir anlaşma aşamasının kabul edildiğini göstermesinden sonra geçen hafta bir miktar gevşeme işareti gösterdi. Bununla birlikte Çin’in ABD’den tarımsal satın alma taahhüdünün, başlangıçta Donald Trump’ın yönetimi tarafından iddia edilenden daha az önemli olabileceğine dair bir raporun ardından detaylara yönelik şüpheler uyandı.
Bill Clinton yönetimi altındaki ABD Ticaret Temsilcisi Yardımcısı ve Berkeley Araştırma Grubu’nun şu anki ortağı olan Harry Broadman, ticaret savaşının Trump’ın 2020 seçim kampanyasındaki tek odak noktasını kullanması hakkında herhangi bir Beyaz Saray iletişiminin olmadığını söyledi.
Broadman, ABD ticaret yetkilileri tarafından sunulan anlaşmanın hiçbir şekilde anlamlı bir anlaşma olmadığını da sözlerine ekleyerek, “Herkesin bildiği gibi yapısal reformlar, fikri mülkiyet korumaları, sübvansiyonlar, devlete ait işletmeler ve benzerleri olan yönetimin iki yıldır konuştuğu eşik konularına değinmiyor,” dedi.
Bu konunun yapılan görüşmelerde ne kadar konuşulduğuna dair net bir bilgi göremediğini söyleyen Broadman, “Trump ve yardımcılarının, Hazine Bakanı ve ABD Ticaret Temcilcisinin odaklandığı metrik olduğuna inanıyorum,” ifadelerini kullandı. İki ülke arasındaki mal ticaret açığını ortadan kaldırmaya odaklanıldığını da belirtti.
Broadman, Trump kampanyasının hem 2016 hem de 2020’deki odak noktasının mallar üzerindeki ikili ticaret açığını gidermeye odaklanmasından dolayı, yönetimin tek odak noktasının Trump’ın verdiği sözü yerine getirdiğinin kanıtı olduğunu göstermesi olduğunu söyledi.
Ancak, malların ikili ticaret açığını ekonomik açıdan anlamsız bir ölçü olarak reddetti. Başkanın ticaret politikalarını savunan Beyaz Saray Sözcüsü Judd Deere, Perşembe günü yaptığı açıklamada, Başkanın Amerikan işçilerinin oyun alanını düzleştirmek, mal ve hizmetlerin ihracatındaki engelleri azaltmak için mevcut her türlü aracı kullandığını söyledi.
Deere, “Yükselen bir ekonomi, düşük işsizlik oranı ve yükselen ücretlerle Başkanın adil ve karşılıklı ticaret politikasının düşük vergiler ve serbestleşme koşullarıyla birlikte çalıştığı açık,” dedi.
Devletçi Ekonomi
Çin, 2001 yılında yapılan anlaşmaya katılmasından bu yana Dünya Ticaret Örgütü kurallarını küçümsemekle suçlandı. DTÖ ile müzakere eden ABD ekibinin bir parçası olan Broadman, çokuluslu ve çoklu anlaşmalara odaklanmaktan ve bireysel ülkeler arasındaki ikili çabalara odaklanmaktan belirgin bir kayma yaşandığını söyledi.
Broadman, “Bu bağlamdaki bir diğer husus, özellikle Çin ile ikili bağlamda, Trump yönetimi altında ABD ve Çin ile yapılan bu anlaşmaların açıkçası ABD’nin Çin’e daha fazla benzemesini sağlamasıdır. Tarımsal alımlar üzerindeki fırsatlar piyasaya yönelik alımlar değildir,” ifadelerini kullandı.
Trump yönetiminin, Çin’i ekonomisinde önemli bir devlet rolü sürdürürken, DTÖ’ye üye olduğu için eleştirmekte haklı olduğunu söyleyen Broadman, ancak Trump’ın ABD hükümetini işlem tarafında istihdam ederek merkezileştirdiğini söyledi.
Trump ve Xi, ticaret savaşının kendi iç ekonomilerine zarar verdiğini reddettiler. Güçsüz görünmek istemediler ve pes eden taraf olmamak için görüşmelerde çekimser davrandılar.
Broadman, “Sanırım bir şey olursa ABD bu bağlamda, Çin’e Çin’den daha çok benziyor,” ifadelerini kullandı.
