
Yamaha sonunda insanların isteklerine yönelik X-MAX Serisini daha canlı hale getirdi. 2005 yılında X-MAX tanıtımı ile scooter dünyasında 250 cc’nin nasıl olduğu ile ilgili konuşmalar başlamıştı. Çıkışı aslında 2004’de tanıtılan T-MAX‘lere bağlayabiliriz. T-MAX’in 500 cc gibi iyi sayılabilecek motor hacmi, performans açısından tatmin edebilir ancak yakıt konusunda öyle olmuyordu. Hali hazırda “MAX” diye bir yapı varken aynı sağlam şasi üzerine, konforu değişmeden daha küçük hacimli olan X-MAX yapımına girilmiş. Ve günümüze kadar abartılı satış rakamlarıyla gelen bir model oldu.
Peki X-MAX’in üzerine neler katıldı? T-MAX’lerin hızlı ama yakıtı fazla 500 cc‘ler bu sefer X-MAX için de daha teknolojik halde göreve getirildi. Sonrasında hacim 250 ve 400 cc olarak ayrıldı. 2012 yılında ise seçkin ve özel stillere sahip “MomoDesing” versiyon ile çekicilik seviyesi artırıldı. Son olarak da aileye IronMan katılarak 3 kısma ayrıldı.
Şehir içi başta olmak üzere her yol koşuluna göre alt yapısı hazırlanan X-MAX 300, yine liderliği bırakmayacağı gözüküyor.

İhtiyaçlarımızı fazlasıyla karşılayabileceğiniz bu yakışıklı motor, yeniliği sadece 300 cc olmakla bırakmamış. Ekstra güç verebilen Blue Core ile kafanızda soru işaretleri olmadan ABS ve TCS gibi güvenlik ekipmanlarıyla yolculuk yapacaksınız.
İlginizi Çekebilir :

Maxi Scooter‘ın lideri, kara yolu şartlarında markası sayesinde görüyoruz ki her şeyi bir adım önceden düşünmüş. Yamaha’nın 300 cc’yi X-MAX’de düşünmesi, yüksek hız bekleyenlerin 500 cc mecburiyetini de ortadan kaldırmış oluyor. Yani özetle Yamaha X-MAX’i sevmeye devam…