Bugün yapılan Türkiye Bankalar Birliği (TBB) 65. Olağan Genel Kurulu toplantısında açılış konuşması yapan TBB Başkanı Alpaslan Çakar, geçen yıl dünya ekonomisinde güçlü bir toparlanma olduğunu, çok sayıda ülkede istihdamın ve ticaret hacminin arttığını söyledi.
Maliye ve para politikasında karma bir yaklaşımla, geliri ve talebi destekleyici politikaların ve düşük fonlamanın toparlanmayı hızlandırdığı, talebin yeniden artmasını sağladığını belirtti.
Fakat arz yönünde harekete geçilemediği için stokların azaldığını, tedarik zincirinde sorunlar yaşandığını, emtia, enerji ve gıda enflasyonunun yukarı yönde seyrettiğini söyledi. Ancak buna rağmen 2022 yılına, beklentilerin iyileştiği ve büyüme tahminlerinin yüksek kaldığı bir ortamda girildiğini sözlerine ekledi.
Konuşmasında, “Beklentiler yeniden bozuldu, öngörülebilirlik azaldı, dalgalı ortamda riskler yükseldi. Para ve sermaye piyasalarındaki dalgalanmanın frekansı arttı. Sermaye hareketlerinin gelişmiş ülkelere yönelimi hızlandı.” sözlerine yer veren Çakar, talep ve arz dengesizliğinin savaş nedeniyle daha da bozulduğuna, bunun da enflasyon üzerindeki baskıları artırdığına dikkat çekti.
Enerji ve gıda ihracatçısı iki ülke arasında yaşanan savaşın özellikle, enerji ve gıda fiyatlarındaki artışın hızlanmasına; baskının bu kaynakları yoğun kullanan ülkelere ve sektörlere doğru yayılmasına neden olduğunu söyledi.
Ekonomi politikalarında enflasyonla mücadele ve ekonomik faaliyetin desteklenmesi arasında önceliklerin belirlenmeye çalışıldığını, oranın hedeflerin çok üzerinde olduğu bir dönemde yeni bir olumsuz arz şoku ile karşı karşıya kalan ülkelerin para politikalarında, büyümeyi ve istihdamı desteklemek ile orta vadeli enflasyonu kontrol etmek arasında zor bir denge yakalamaya çalıştıklarını sözlerine ekledi.
Bankacılık Sektörünün Bilançosu 10 Trilyon Lirayı Aştı
Bankacılık sektörünün yatırımlarla bilançosunu büyütmeye devam ettiğini kaydeden Çakar, “2022 Mart itibariyle bilançomuz 10 trilyon TL’yi aştı. Bilançomuz milli gelire oranı yüzde 120 üzerinde bulunuyor. Nisan 2022 itibariyle kredilerimiz 5.6 trilyon TL menkul kıymetler portföyümüz 1.7 trilyon TL seviyesinde.” dedi.
Yatırımlarla bilançoyu büyütmeye, faaliyetleri ülkenin ve müşterilerin ihtiyaçlarına uygun hale getirdiklerini belirtti.
Yakın dönemdeki gelişmelerin, uzun dönemli bir bakışla uluslararası bazı önemli kararların alınmasına zemin hazırladığını düşündüklerini, her ülkenin enerjide, emtiada ve tarımda daha sağlam tedarikçi ilişkisi arayışında olduğunu, özellikle gıdada dışa bağımlılığı azaltacak bir yaklaşım içinde olduklarını söyledi.
Türkiye’nin ise bölgesinde ve uluslararası arenada potansiyeli yüksek, pozitif ayrışan güvenilir ve istikrarlı bir ortak olduğuna dikkat çekti. Yurt dışında yerleşik yatırımcıların ülkemizde iş yapmaktan memnun olduklarını, potansiyel yatırımcıların radarında ülkemizin olduğunu ve gelişmeleri çok yakından değerlendirdiklerini sözlerine ekledi.