Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası (TCMB), Para Politikası Kurulu’nun (PPK) 18 Ağustos’ta düzenlediği toplantıyla ilgili özet bilgileri paylaştı. PPK toplantısında alınan karar ile bir hafta vadeli ihale faiz oranı yüzde 14’den yüzde 13’e düşürülmüştü. Açıklanan bu karar, ekonomistleri ve piyasaları şaşırtmıştı. Açıklamalarda, resesyon ve jeopolitik risk vurgusu dikkat çekmişti.
Şok Etkisi Yaratan Faiz Kararına Dünyadan Tepkiler Gelmişti
Küresel merkez bankaları, savaşın etkilerinin ciddi şekilde etkilediği ortamda enflasyonu dizginlemek amacıyla tarihi artırımlar yaparken TCMB, tersi yönde hareket etmişti.
Bu karara yönelik dünyadan gelen tepkiler oldukça dikkat çekmişti.
CNBC, haberi “Türkiye yüzde 80’e yaklaşan enflasyona rağmen faiz indirimiyle piyasaları şok etti.” başlığı ile duyurmuştu.
Ash ise “Türkiye’nin şu andaki para politikası, kanıtlanmamış bir dogmatik iddia olgusudur.” ifadelerini kullanmıştı.
Temmuz’da Enflasyon Yüzde 79,60’a Ulaştı
Toplantı özetinde, ilk başlık olarak enflasyon yer aldı. Enflasyonun gruplara göre dağılımı hakkında bilgiler verildi.
2022 Temmuz ayındaki enflasyon, geçen yılın aynı ayı ile kıyaslandığında yüzde 79,60 oranında yükseliş göstermişti. Bir önceki aya göre ise artış oranı yüzde 2,37 olarak açıklanmıştı.
Bu dönemde, yıllık tüketici enflasyonu, enerji grubunda azaldı. Ancak diğer gruplarda belirgin bir artış görüldü. Yükselişe en belirgin katkı, temel mal ve hizmet gruplarından geldi.
Özet bilgilerinde gruplara göre Temmuz ayındaki enflasyonun, gıda ve alkolsüz içeceklerde yüzde 3,15, hizmet fiyatlarında yüzde 3,20, temel mal fiyatlarında yüzde 3,67, alkollü içeceklerde ve tütün ürünlerinde yüzde 6,85 oranında arttığı belirtildi.
Enerji fiyatlarının ise 3,13 oranında gerilediği ve yıllık enflasyonun yüzde 129,27 olarak gerçekleştiği ifade edildi.
Piyasa Katılımcıları Anketi Ağustos ayı verilerine göre cari yıl sonu enflasyon beklentisi 0,66 puanlık yükselişle 70,60 seviyesinde oldu. Gelecek 12 aya ilişkin beklenti ise 1,76 puan artarak yüzde 41,99 seviyesine çıktı. Önümüzdeki 24 aya yönelik tahminler ise yüzde 24,35 düzeyinde seyretti.
Jeopolitik Riskler Zayıflatıcı Etkiye Sahip
TCMB’nin açıklamış olduğu bilgilere göre jeopolitik riskler, küresel çaptaki iktisadi faaliyetler üzerinde zayıflatıcı etkiye sahip. Dünya genelinde, önümüzdeki süreçlere yönelik büyüme tahminleri ise aşağı yönlü güncellenmeye devam ediliyor. Resesyonun kaçınılmaz bir risk faktörü olduğu biliniyor.
TCMB toplantı özetinde, Türkiye’nin çözüm araçlarının aktif olarak kullanıldığı, bazı sektörlerde arz problemlerinin azaltıldığı, ancak uluslararası ölçekteki fiyat artış eğiliminin devam ettiği vurgulandı.
Metinde, sıklıkla uluslararası ve küresel ekonomik durgunluğa değinildi. Gelişmiş ülke merkez bankalarının, artan enerji fiyatları, arz-talep uyumsuzluğu ile işgücü piyasalarındaki katılıklar nedeniyle enflasyonun beklenenden uzun süreceğine ilişkin tahminlerinin olduğu ifade edildi.
Türk Lirası Cinsi Devlet Tahvili Getirileri Olumu Bir Performans Sergiledi
Bilgilere göre liralaşma stratejisi kapsamında atılan adımlar ve politikaların da etkisiyle Türkiye’nin devlet tahvili getirileri, olumlu bir performans sergiledi. Türkiye özelinde, son haftalarda sermaye piyasaları yatırım araçlarına yabancıların ilgisinin gözle görülür bir şekilde arttığı belirtildi.
Enerji Maliyetlerinin Etkileri
Enflasyon bilgilerine göre, jeopolitik gelişmelerin sebep olduğu enerji maliyetlerindeki artışın, gecikmeli ve dolaylı etkilere sahip olduğu aktarıldı. Üretici fiyatlarında petrol ürünleri ve ana metal kalemlerinde, uluslararası emtia fiyatlarındaki gerilemenin etkileri saptanmış olsa da alt gruplar bazında meydana gelen fiyat artışlarının Temmuz ayında da sürdüğü kaydedildi.
Enerji ithalatındaki dikey seyrin, cari işlemler dengesini olumsuz etkilemeye devam ettiği paylaşıldı. Cari İşlemler Dengesi’nin, 2022 yılı Haziran ayında 3,5 milyar ABD doları açık verdiği, yıllıklandırılmış cari açığın 2,3 milyar dolar arttığı, böylece 32,7 milyar dolara ulaştığı kaydedildi.
Özette, geçici dış ticaret verilerinin, Temmuz ayında ihracatta bayram ve takip eden izin günleri ile otomotiv sektöründeki fabrika tatillerinden dolayı yavaşlamaya işaret ettiği açıklandı. Bununla birlikte ithalatta kısmi bir gerilemeye karşın yüksek seyreden enerji ithalatı ile birlikte artan altın ithalatının gerilemeyi sınırlandırdığı bildirildi.
Mevcut yılın ikinci çeyreğinde, iktisadi faaliyetlerin olumlu bir görünüm sergilediği, toplam istihdamın bir önceki çeyreğe göre yüzde 2,5 oranında arttığı bilgisi verildi. Üçüncü çeyrekteki göstergelerin ise ivme kaybına işaret ettiği aktarıldı.
Liralaşma Odaklı Yaklaşım Devam Edecek
Paylaşılan metinde, para politikası konusunda sürdürülebilir fiyat istikrarı hedefleri doğrultusunda, finansal istikrara yönelik kararlaştırılan liralaşma odaklı yaklaşım devam edecek.
Son dönemde, belirgin bir şekilde açılan politika-kredi faizi arasındaki makasın, parasal aktarımın etkinliğini azalttığı konusunda değerlendirmelerin yapıldığı kaydedildi. Bu hususta, Kurulun makro ihtiyati politikayı, parasal mekanizmaları desteleyecek araçlarla güçlendirmeye karar verdiği paylaşıldı.
Söz konusu politikalar çerçevesinde, PPK’nın politika faizini düşürmeye karar verdiği ve mevcut görünümde güncellenen faiz düzeyinin yeterli olduğu bildirildi.
Fiyat istikrarının kurumsallaşması amacıyla, TCMB’nin güçlendirilmiş liralaşmayı teşvik eden kapsamlı bir politika çerçevesinin gözden geçirilmeye devam ettiği açıklandı. Odak noktasının, Türk lirası mevduatlarının gelişiminin desteklenmesi, APİ fonlamasının teminat yapısında Türk lirası cinsi varlıkların artırılması olarak belirlendiği ifade edildi. Bunlara ek olarak para takası (swap) miktarının aşamalı bir şekilde düşürülmesi ve döviz rezervlerinin daha güçlü hale getirilmesinin de amaçlandığı bilgisi verildi.
Tüm Araçlar Liralaşma Stratejisi Amacıyla Kullanılacak
TCMB tarafından paylaşılan bilgilerde, fiyat istikrarının temel amaç olduğu belirtildi. Enflasyonda kalıcı düşüşü işaret eden güçlü göstergeler oluşana ve yüzde 5 olan orta vadeli hedefe ulaşana kadar tüm liralaşma stratejisi çerçevesinde, tüm araçların kararlılıkla kullanılacağı vurgulandı.
Fiyatlar genel düzeyinde sağlanacak olan istikrarın, makroekonomik ve finansal istikrarı olumlu etkileyeceği paylaşıldı.
Son olarak Kurul tarafından alınan kararların şeffaf, öngörülebilir ve veri odaklı bir anlayış çerçevesinde alınmaya devam edeceği duyuruldu.