Çin ve 14 Asya-Pasifik ülkesi, Pazar günü dünyanın en büyük ticaret anlaşmasını imzaladılar. Analistler, Çin’in bölgedeki siyasi ve ekonomik etkisinin daha da artacağını düşünüyorlar. Bazıları ise bunun Çin için bir darbe olduğunu ifade ediyor.
Anlaşma, Güneydoğu Asya Ülkeleri Birliği’nin (ASEAN) 10 üye devleti ile RCEP anlaşmasının en önemli ticaret ortaklarıyla imzalandı. Yani Çin, Japonya, Güney Kore, Avustralya, Yeni Zelanda, Endonezya, Tayland, Singapur, Malezya, Filipinler, Vietnam, Brunei, Kamboçya, Myanmar anlaşmada yer alan ülkeler oldu.
Anlaşma, nüfusun ve küresel ekonominin yaklaşık %30’unu oluşturuyor. Aynı zamanda ABD-Meksika-Kanada Anlaşması (USMCA) ve Avrupa Birliği kapsamına girenlerden daha büyük bir anlaşma oldu. Analistler ise RCEP’nin ekonomik faydalarının mütevazi olduğunu ve gerçekleşmesinin yıllar alacağını düşünüyorlar.
Ancak anlaşma, Trump’ın “Önce Amerika” dış politikası nedeniyle ABD’nin Asya-Pasifik’ten çekildiği bir dönemde Çin için jeopolitik bir zafer olduğu dile getiriliyor. Ek olarak ABD’nin seçilen başkanı Joe Biden yönetiminde bölgedeki ekonomilerle herhangi bir mega ticaret anlaşması müzakere edeceği de hatırlatılıyor.
Anlaşmanın özellikle ABD’yi dışlaması ve potansiyel olarak Çin’in Güneydoğu Asya ile anlaşmadaki diğer ülkeler için hayati bir ticaret ortağı olarak konumunu sağlamlaştırmasına izin verebilir.Bir Singapur hükümet yetkilisi ise Asya-Pasifik’te dünyanın en büyük serbest ticaret bloğu oluşturmasının, mevcut zorluklara rağmen ekonomik entegrasyona ihtiyaç olduğuna dair işaretler gösterdi. Singapur iletişim ve bilgi bakanı olan S Iswaran, anlaşmanın önemli bir gelişme olduğunu ve küresel pazarlar için de önemli bir sinyal olduğundan bahsetti.
Iswaran, “Halk sağlığı hizmetleri sorunu ve ekonomik zorluklarla mücadele ederken bile köprüler ve ekonomik entegrasyon inşa etmeye devam etmemiz gerekir,” ifadelerini kullandı. Iswaran ticaret ilişkilerinden sorumlu bakanlık görevini de yerine getirmektedir. Şehir devleti Singapur’un Ticaret ve Sanayi Bakanlığı’ndaki ikili ve çok taraflı ticaret müzakerelerini denetlemektedir.
Iswaran’a göre RCEP anlaşması; ticari mallarda tercihli erişim hükümlerini, yatırımla ilgili standart kuralları ve bunu yöneten disiplinleri, gelişmiş ticareti kolaylaştırma önlemlerini kapsıyor. Bunlara ek olarak e-ticaret ile rekabet yasaları ve fikri mülkiyet hakları gibi ileriye dönük yönleri özetlemektedir.
ABD’nin yanında Hindistan’ın da anlaşmada olmaması dikkat çekerken, Iswaran Yeni Delhi’nin istediği zaman anlaşmaya katılması için kapının açık olduğunu söyledi.2013’te başlayan RCEP müzakereleri sırasında Hindistan, Çin’e karşı bir denge olarak görülüyordu. Ancak Yeni Delhi geçen yıl RCEP’e katılmayı reddederek, temel ilgi alanlarından bazılarının çözülmeden kaldığını ifade etmişti.
ABD’nin anlaşmada olmaması konusunda ise Iswaran politik cümleler kuruyor. “Bence kilit nokta, ABD ekonomisinin dünyanın bu kısmıyla ilişkisini derinleştirmek istiyoruz,” diyen bakan, RCEP, CPTPP veya başka bir anlaşma yoluyla bunun olabileceğini söylüyor.
Başkan Barrack Obama yönetimindeki ABD, Çin’i dışlayan Trans-Pasifik Ortaklığı adlı rakip bölgesel ticaret anlaşmasının bir parçasıydı. ABD, Trump yönetiminde bu anlaşmadan ayrıldı. Bu anlaşmanın Trans-Pasifik Ortaklığı (CPA) için Kapsamlı ve Aşamalı Anlaşma (TPP) adı verilen yeni bir versiyonu ortaya çıktı. Ancak TPP hiçbir zaman yürürlüğe girmedi. CPTPP olarak ABD dışındaki tüm TPP imzacıları tarafından imzalanmıştı.