Temmuz sonunda 15 baz puan artışla faizi 15 yılın yükseğine çıkaran Japonya Merkez Bankası, bu hamlesiyle yen carry trade’inin çözülmesine yol açmış ve küresel piyasalarda çöküşü tetiklemişti. Sert satışlar, tüm dünyaya yayılırken Japonya geri adım atmış ve faiz artırımında daha dikkatli olması gerektiğini belirtmişti.
Ancak artık negatif faiz bölgesinden çıkıldı ve ABD Merkez Bankası’nın (FED) beklenen faiz indirimiyle durum daha endişe verici hale gelebilir. Görüş bildiren uzmanlar Japonya Merkez Bankası’nın (BOJ) faiz artırımlarına devam etmesini beklerken zamanlama konusunda büyük bir ayrışmanın olmadı dikkat çekiyor.
Moody’s Analytics’in kıdemli ekonomisti Stefan Angrick, Ekim ayında bir faiz artırımı ve ardından 2025’te muhtemelen Ocak ayı gibi erken bir tarihte en azından bir faiz artışı daha olmasını bekliyor.
Ancak eski BOJ yetkilisi ve şu anda Mizuho Research & Technologies’de yönetici ekonomist olan Kazuo Momma, merkez bankasının Ekim ayında faiz oranlarını değiştirmeyeceğini düşünüyor.
Temel senaryosu Ocak ayında yüzde 0,5’e ve Temmuz ayında yüzde 0,75’e bir artış olan Momma, bunun Japonya’nın para politikasını bu sıkılaştırma döngüsündeki son konumuna getireceğini söyledi.
Cuma günü açıklanan verilere atıfta bulunan Momma, Ağustos’ta yüzde 2,4 ile beklenti üstü artan çekirdek enflasyonda ivmennin BOJ’un faiz oranlarını artırması için henüz yeterince güçlü olmadığını belirtti.
Merkez bankası küresel finans piyasası risklerini izlerken, BOJ’un “şu anda acele etmek için iyi bir nedeni olmadığını” ekledi.
Angrick ise talep kaynaklı fiyat baskılarının düşük kaldığını ve istihdam koşullarının yumuşadığını ve yaklaşan Liberal Demokrat Parti seçimlerinin gelecekteki politika rotasına daha fazla belirsizlik kattığını aktardı.
İşsizliğin Haziran’a göre 0,2 puan arttığını gösteren verilere işaret eden ekonomist, ek faiz artışlarının en iyi ihtimalle büyümeye ek bir yük olacağını, en kötü ihtimalle, daha geniş bir düşüşü hızlandırabileceklerini dile getirdi.