Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) dün ülkenin GYSH (gayri safi yurt içi hasıla) verilerini yayımladı. Buna göre Türkiye yılın ikinci çeyreğinde yıllık bazda yüzde 2,5 oranında büyüdü. Hazine Bakanı Mehmet Şimşek, verilerin ardından dengeli bir büyüme kompozisyonu yorumunda bulunurken ING’nin Baş Türkiye Ekonomisti Mercan, ekonomik faaliyetin ivme kaybettiğini söyledi.
Bugün Merkezin Güncesi’nde yayımlanan yazıda ise TCMB ekonomistlerinin değerlendirmesi yer aldı.
kolayca yatırım yapın
Ekonomist Abdullah Kazdal ve TCMB’de araştırmacı olarak görev yapan Ece Taşan’ın kaleme aldığı yazıda, yılın ilk yarısındaki iktisadi faaliyet ana eğilimini milli gelir verileri çerçevesinde harcama ve üretim yönünden incelendi.
Söz konusu verilerin, iktisadi faaliyetin yılın ikinci çeyreğinde dezenflasyon patikasıyla uyumlu olarak yavaşladığını gösterdiği aktarıldı.
Harcama yönünden gelişmeler kapsamında ilk çeyrekte büyümeye en yüksek katkı nihai yurt içi talepten gelirken ikinci çeyrekte parasal sıkılaştırmanın gecikmeli etkilerinin devreye girmesiyle birlikte nihai yurt içi talepte belirgin bir yavaşlama gözlemlendi.
Bu çerçevede, yılın ilk yarısında büyüme bileşenlerinin giderek daha dengelenen bir talep görünümüne işaret ettiği değerlendirildi.
GSYH verileri üretim yönünden değerlendirildiğinde ise ilk çeyrekte olduğu gibi ikinci çeyrekte de yıllık büyümenin temel belirleyicisinin hizmetler sektörü olduğu görüldü.
Öte yandan sanayi katma değerinin yıllık büyümeye katkısı, ikinci çeyrekte negatife dönerek 0,4 puan aşağı yönlü bir etki yaptı. Çeyreklik bazda bakıldığında da yüzde 0,1 artışla yatay seyreden GSYH’de sanayi üretiminin katkısı azaldı.
Sanayi sektöründeki bu zayıf görünümü yorumlarken söz konusu döneme ilişkin takvimsel gelişmeleri de değerlendirmeye almakta fayda olduğunu belirten uzmanlar, bu yıl ikinci çeyreğe denk gelen iki bayram tatilinin de hafta sonu ile birleştirilmesi sonucu ortaya çıkan köprü günlerinin ilave bir takvim etkisi oluşturduğunu kaydetti.
Yazı şu ifadelerle sonlandırıldı:
“Özetle, 2024 yılının ilk yarısına ilişkin milli gelir verileri, ilk çeyrekte öne çekilmiş talep ve ikinci çeyrekte köprü günleri gibi faktörleri göz önünde bulundurduğumuzda, iktisadi faaliyetin ana eğiliminde ılımlı ancak para politikasının gecikmeli etkileriyle giderek artan bir zayıflama gerçekleştiğini gösteriyor. Üçüncü çeyreğe ilişkin öncü göstergeler ve yüksek frekanslı veriler de yurt içi talebin yavaşlamaya devam ettiğine işaret etmekte. Bu çerçevede, yılın ikinci yarısında talepteki dengelenmenin dezenflasyon sürecine katkısının güçlenerek sürmesini bekliyor.”