Avrupa Komisyonu’nun Çarşamba günü, palm yağının çevresel kaygılar nedeniyle taşıt yakıtından aşamalı olarak çıkarılması gerektiğine karar vermesi, bitkisel yağın en büyük üreticisi Malezya’yı ayağa kaldırdı. Bu sonuç Avrupa Komisyonu’nun hangi mahsullerin çevreye zarar verebileceği konusundaki karar verme kriterleri ile birlikte geldi.
kolayca yatırım yapın
Keza söz konusu hamle, Avrupa Birliği’nin 2030’a kadar yenilenebilir enerji payını yüzde 32’ye çıkarma ve uygun yenilenebilir kaynakların ne olduğunu belirlemesine yönelik yasanın bir parçasıydı. Reuters’ın haberine göre, palm yağlarının büyümesi aşırı ormansızlaşmaya yol açıyordu ve bunun taşıt yakıtı içindeki kullanımına son verilmeliydi. AB hükümetleri ve Avrupa Parlamentosu‘nun kanunu kabul edip etmemeye karar vermek için iki ayı vardı.
Malezya ise hamleye cevap vermekte çok geç kalmadı ve ülkenin Sanayi Bakanı Teresa Kok Avrupa Komisyonu’nun kararını sağır bir şekilde eleştirdi.Bunun korumacılık politikasına dayandığını söyleyen Kok, yasanın kabul edilmesi halinde Avrupa ihracatına misilleme eylemlerle karşılık verecekleri konusunda uyarı yaptı. Avrupa kararına karşı çıkan bir açıklamada Teresa Kok, yasanın Avrupa Komisyonu tarafından kabul edilemez bir çifte standardı vurguladığını, kurumun aynı standardı soya fasulyesi yağına uygulayamadığını dile getirdi. Palm yağının hektar başına ABD soya fasulyesi yağından sekiz kat daha fazla yağ ürettiğini söyleyen Kok, Avrupa Komisyonu’nun soya fasulyesini politik gerekçelerle düşük riskli olarak sınıflandırdığını vurguladı.
Sonuçta; her ikisi de yenilebilir yağ olan hurma ve soya fasulyesi yağı, piyasa tarafından rakip ürünler olarak görülmekte.Ayrıca soya fasulyesi yağı, biyoyakıtlarda da kullanılabilmekte. En iyi soya üreticileri arasında ise ABD, Arjantin ve Brezilya yer almakta. Ve Avrupa’nın kararı, taleple ilgili geniş endişe duyulan bir zamanda palm yağı işine zarar verecekti. Avrupa Komisyonu ise 2008’den bu yana hurma yağı üretiminin yüzde 45 artmasının, ormanların, sulak alanların veya bataklık alanların tahrip edilmesine yol açtığını ve daha fazla sera gazı ile sonuçlandığını savunuyordu. Bu yüzde 8’lik soya fasulyesi ve yüzde 1’lik ayçiçeği ile kolza tohumuyla karşılaştırılıyordu.
Komisyon da daha az ve daha zararlı hammadde arasındaki ayrım çizgisini yüzde 10 olarak belirledi.Endonezya Palm Yağı Birliği, konuyla ilgili sorulara hemen cevap vermese de Şubat’ta AB’nin planını kabul etmeyeceğini söylemişti. Halihazırda Malezya ve Endonezya temsilcilerinin yer aldığı Palm Yağı Üreten Ülkeler Konseyi Şubat’taki açıklamasında bu konuda AB’ye karşı çıkmaya devam edeceğini belirtmişti. Çok yönlü olan hurma yağı Güneydoğu Asya’nın gelişen ekonomileri için önemli bir ihracat ürünüydü ve Malezya ile Endonezya dünya palm yağı üretiminin yüzde 80’ini karşılıyordu. İlaveten emtia, sabun, kek, taşıt yakıtı gibi geniş bir ürün yelpazesinde kullanılıyordu.
Ne var ki bitkisel yağın ormansızlaşma ve iş gücü ihlalleriyle ilgili yıllardır devam eden eylemci kampanyaları nedeniyle tartışmalı bir ünü de vardı.Malezya ve Endonezya hükümetleri ile iş merkezleri ise bu iddialara geniş tepkilerle yanıt vermişti. Aralık ayında da Teresa Kok, dünyanın palm yağı bazlı biyoyakıtları yasaklayan dünyadaki ilk ülke olan Norveç’in, Malezya ile Avrupa Serbest Ticaret Birliği (EFTA) arasındaki ticari ilişkileri olumsuz etkileyeceğini söylemişti.
Şimdi ise Kok; “Araştırmalar, palm yağının ormansızlaşmanın ana itici gücü olmadığını gösteriyor ve hem Malezya hem de Endonezya, palm yağı plantasyonlarının genişletilmesi konusunda bir moratoryum ilan etti. Bununla birlikte palm yağı, yoksulluğun ortadan kaldırılması için itici bir güçtür. AB’nin yasası, Malezya’nın küçük çiftçileri zararına Batılı çiftçileri zenginleştirmeye çalışıyor.” dedi.
AB’nin ticarete, yoksulluğun azaltılmasına ve uluslararası topluluğa olan bağlılığından bahsetmeyi sevdiğini anlatan Kok, bu AB yasasının Güneydoğu Asya, Afrika ve Latin Amerika’da palm yağı üreten gelişmekte olan ülkelerin ekonomilerine karşı ayrımcı olduğunu ve milyonlarca küçük çiftçinin geçimine zarar verecek şekilde tasarlandığını söyledi.