Ekonomist Dr. Mahfi Eğilmez, kişisel sayfasında yazdığı bir yazıda Türk lirasının değer kaybı ve enflasyona ilişkin değerlendirmeler yaptı. Türkiye ekonomisinin geleceğine ilişkin de yorumda bulunan Eğilmez, enflasyonla mücadelede sadece faiz artırımının işe yaramayacağını savundu.
Enflasyonun düşürülmesi için çok daha fazlasının yapılması gerektiğine dikkat çeken Eğilmez, baştan sona bozulan sistemin düzeltilmesi gerektiğini belirtti. Faiz artırıldığında ekonominin görünmeyen kısmının, altta neler olduğunun ortaya çıkacağını belirterek şöyle konuştu;
“Herkes olmayanı harcamak istiyor, herkes bir mucize bekliyor, yapılması gerekenler konusunda biraz ayrıntıya girseniz kimse dinlemek istemiyor. Oysa şeytan ayrıntıda gizlidir. Bugün biz buz dağının suyun üzerindeki bölümünü görüyoruz.”
Faizin Enflasyondan Düşük Olmasıyla Kur Yapay Bir Şekilde Tutuldu
“Kur alıp başını gidince ve bizim mevduat sahipleri de onun peşine takılınca çaresiz kalan hükümet kur korumalı mevduat hesabı diye bir hesap uydurdu.” ifadelerini kullanan Eğilmez, hesabın başlarda işe yaradığını daha sonra hükümetin çeşitli düzenlemeler ve baskılarla kuru olduğu yerde tutmaya yöneldiğini kaydetti.
Bu durumda ilk bakışta bir şey değişmediğini çünkü kur kaybının olmadığını hatta üzerine bankanın ödediği faizin alındığını yazdı. Ancak alınan faizin enflasyondan düşük olmasıyla kurun yapay bir şekilde tutulduğunun anlaşıldığı ve kişilerin risklerin büyüdüğünü fark ederek bu işten vazgeçtiklerini belirtti.
Eğilmez, “Son bir buçuk yılımızı elin parasına garanti vererek yani onu korumaya çalışarak geçirdik. Oysa kendi paramızı korumaya çalışsaydık bugün bambaşka bir yerde olacaktık. Enflasyon ve Merkez Bankası politika faizi yüzde 19 iken faize ve kura karışmasaydık ne enflasyon ne de kur burada olacaktı.” ifadeleriyle dikkat çekti.
Faizin Düşürülmesi, Enflasyon ve Kur Yükseldi
Faizin düşürülmesiyle enflasyonun ve kurun yükselmesine yol açıldığını vurgulayan Eğilmez, bankalara alış-satış kuru farklarının açtırıldığını belirtti. Ayrıca bankalara döviz mevduatı tuttuklarında ya da kredileri artırdıklarında da ceza olarak düşük faizli devlet tahvili aldırıldığını bildirdi.
Söz konusu zorunluluğun getirilmesiyle tahvil faizlerinin “zorlamayla” düştüğünü öne sürerek, bütün bunları “Elin parası bizim paramıza karşı değer kazanmasın diye yaptık.” dedi.
Türkiye Ekonomi Modeli’ne ilişkin bugüne kadar uygulanan politikaları sıralayan Eğilmez, “Yeni ekonomi modeli diye sunulan önlemler zaten raydan çıkmış olan ekonominin raya geri oturtulmasını iyice zorlaştırdı.” ifadelerini kullandı.
Ekonomi, Ekonomi Politikasıyla Yönetilir
Ekonominin ekonomi politikasıyla yönetileceğini kaydederek, Türkiye ekonomisinin polisiye önlemlerle yönetilmeye çalışıldığını ileri sürdü. Yapılması gereken tek şeyinse enflasyonla birlikte faizin yükseltilip gerisini piyasaya bırakmaktan ibaret olduğuna dikkat çekti.
Böylece Türk lirasının değerinin korunacağını ve diğer para birimleriyle uğraşılmamış olunacağını söyledi. Başlangıçta kurun yükselmesinden mutlu olduğunu söyleyen Eğilmez, ihracatçının bugün kurun daha fazla yükselmemesinden şikâyetçi olduğunu belirtti.
İhracatçının bugün Türk lirasının daha fazla değer kaybetmesini talep ettiğinin altını çizerek, enflasyon yükselirken faizi düşürerek bozulan sistemde yaratılan inanılmaz yanlışlardan birisinin de bu olduğunu paylaştı.
Eğilmez yazısında, “İhracatçı, Türk Lirası değer kaybetsin istiyor, tüketici daha çok para istiyor, hükümet de daha yüksek büyüme istiyor. Ve enflasyon bu üçlünün arasında kaynayıp gidiyor.” ifadelerini kaleme aldı.