Ankara Ticaret Odası (ATO) Yönetim Kurulu Başkanı Gürsel Baran, madenlerin Türkiye’nin döviz ihtiyacını karşılama açısından oldukça önemli bir yere sahip olduğunu söyledi. Sanayicilerin ihtiyacı olan kaliteli ve düşük maliyetli malzemelerin temin edilmesi için üretim kapasitemizin artırılması ve sektörün kalkınması gerektiğini dile getirdi.
Türkiye’nin maden varlığının ekonomik kalkınma açısından kaldıraç olarak kullanılabileceğini ifade eden Baran 90 ticari madenin 60 tanesinin Türkiye’de üretilebildiğini hatırlattı. Çarşamba günü Gübretaş sahalarında 3,5 milyon onsluk altın rezervinin varlığı daha tespit edildi.
Gürsel Baran, madenciliğin gayrisafi yurt içi hasıla içindeki payının yükseltilmesi gerektiğini söyledi.
Maden Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğü’nün 2019 verilerine göre madencilik ve taşocakçılığı sektöründen elde edilen gelir, GSYİH’nin %1,08’i kadar. Bu oranın yükseltilmesi gerektiğini söyleyen Baran, Türkiye’nin küresel maden çeşitliliğinde 132 ülke arasında 10’uncu sırada yer aldığını hatırlattı.
Bu madenleri sadece çıkarmakla kalmayıp aynı zamanda işleyip, mamul hale getirilmesinin ülke ekonomisinin kalkınmasına büyük katkı sağlayacağını sözlerine ekledi. Çeşitli maden ve minerallerin çıkarıldığı ülkemizin, ihraç yoluyla döviz girdisi sağlayabileceği gibi, sanayide hammadde olarak kullanıp, daha düşük maliyet yaratabileceğini anlattı.
2019 yılı itibarıyla madenciliğin Türkiye’nin dış ticareti içindeki payı %2,90 seviyesinde.
4 trilyon dolar değerinde maden rezervine sahip olduğumuzu ve 2018 yılı itibarıyla yıllık üretim miktarında artış olduğunu belirtti. Resmi rakamlara göre 2017 yılında sektörün üretim geliri 28,1 milyar TL, 2018 yılında 38,0 milyar TL ve 2019 yılında 46,6 milyar TL oldu.
Bu bağlamda iş dünyasına yatırım çağrısı yapan Baran, kaya tuzu, bor, mermer, krom, trona, perlit gibi cevherler bakımından zengin olduğunu söyledi. Fakat demir, çinko, alüminyum, bakır ve kurşun gibi imalat sanayinde kullanılan önemli maddeler açısından yeterli kaynaklara sahip olmadığını belirtti.
