Sözleşmeli kadın çiftçileri destekleyen ‘Tarımın Kadın Yıldızları’ projesinin tanıtım toplantısı bugün yapıldı.
kolayca yatırım yapın
Yıldız Holding’e ait Superfresh markasının, sözleşmeli kadın çiftçilerden 35 Milyon TL’lik değerinde 5 bin ton yaş meyve-sebze alımı yapacağı projede, Tarım ve Orman Bakanlığı’nın da 500 bin TL teşvik sağlayacağı bildirildi.
Toplantıda konuşma yapan Tarım ve Orman Bakanı Vahit Kirişci, projenin ekonomik anlamda ilgili şirketlere ciddi katkı sağlama potansiyelinin olduğunu söyledi. Üretim için kırsala dönüş çağrısında bulunan Kirişci, bunun hayati önem taşıdığını vurguladı.
Bir diğer önemli konunun ‘kadın’ olduğunu ifade ederek; “Bakanlık olarak, şayet projede kadın varsa buna ek puanlar veriyoruz, gençlerimiz için de aynısını yapıyoruz. Gençlerimizin de kırsala dönüşü için onlara da ek puanlar veriyoruz. Bu konuda desteklerimizi sürdüreceğiz” dedi.
Benzer şekilde Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati de bugün Diyarbakır’da gerçekleşen Halkbank Üreten Kadınlar Buluşması’nda kadın girişimcileri her alanda desteklediklerini ifade etmişti.
“Kadını Kırsalda Tutamadığınız Zaman Üretim Hedefinizi Gerçekleştiremiyorsunuz”
Köyden kente göçle ilgili görüş bildiren Kirişci; “Bizim ihmal ettiğimiz, ülke olarak başından beri yanlış içerisinde bulunduğumuz hadise de ‘sadece modernleşeceğiz, şehirlere gelip yerleşeceğiz, hayat şehirlerdedir’ diyerek o günkü birtakım altyapı ve üstyapı eksikliklerini de kendimize gerekçe yaparak maalesef kırsalı terk etmemiz” dedi.
Kırsaldan kente göç edildiğinde üretimin de ihmal edildiğine değinerek, bakanlığın yeniden kırsalın ayağa kaldırılmasını ve üretimin canlandırılmasını destekleyeceğini bildirdi.
Bunun yolunun kırsal kalkınmadan geçtiğini söyleyerek; “Kadını kırsalda tutamadığınız zaman aileyi tutamıyorsunuz, aileyi tutamadığınızda da arzuladığınız üretim hedefinizi gerçekleştiremiyorsunuz. Bundan dolayı kırsal kalkınmaya çok büyük önem veriyoruz” dedi.
Kadını desteklemenin tek başına yeterli olmadığını sözlerine ekleyerek sözleşmeli üretime dikkat çekti.
Taslak halindeki sözleşmeli üretimin hem bitkisel hem de hayvansal üretim faaliyetlerinde mevzuata dönüştürüleceği bilgisini verdi.
Şeker pancarı üretimindeki sözleşmeli üretim uygulamasının başarıya ulaştığını ifade ederek, bu çalışmayı ileriye götürmeyi istediklerini paylaştı. Sözleşmeli üretimi cazip hale getirmek için ise destekleme miktarının daha yüksek olacağını söyledi.
“Ülkedeki Toprakların Yüksek Üretim Yapma Potansiyeli Yok”
Bakan, konuşmasında ülkedeki tarım topraklarının üretimin fazlasını karşılayabilecek kadar büyük olmadığını söyleyerek, yalnızca nüfusa yetebilecek kadar üretim yapacak potansiyelin olduğunu savundu. Konu ile ilgili ifadesi şöyle:
“Biz bir Güney Amerika ülkesi değiliz, biz kendi ürettikleriyle ancak kendi nüfusunun ihtiyaçlarını karşılayabilecek bitkisel üretim, hayvansal üretim potansiyeline sahip bir ülkeyiz.”
Kirişci, ihracat rakamlarında yükseliş yaşandığını da savunarak şöyle açıklama yaptı; “Bu ülkede bir şey üretilmiyor veya bu ülke üretmiyor, her şeyi ithal ediyor yaygaraları asılsız. Evet, buğday ithal ediyoruz ama bu buğdayı ithal eden Ülker gibi bisküvi üretmek üzere ithal ediyoruz ya da bulgur, un, makarna üretip bunu ihraç etmek için ediyoruz.”
Üretim Faaliyetlerini Bildirme Zorunluluğu Geliyor
Üzerinde çalışılan mevzuat hakkında bilgi paylaşan bakan, üretim faaliyetlerini teşkilatlara bildirme zorunluluğunun getirileceğini açıkladı.
Bakanın açıklaması şöyle:
“…Şimdi birinin bir faaliyette bulunup bildirmediği, diğerinin de bu üretim faaliyetinden haberdar olmadığı bir uygulamada siz neyi yöneteceksiniz? Dolayısıyla bunu da bir mevzuat açısından zorunluluk haline getiriyoruz. Ne üreteceğini, ne kadar üreteceğini, nerede üreteceğini bana bildirmekle mükellefsin diyeceğiz.”
Kullanım Hakkı ile Mülkiyet Hakkı Birbirinden Ayrılacak
Ekim alanlarının boş kalmasıyla ilgili de çalışma yapıldığını ifade eden Kirişci, kullanım hakkı ile mülkiyet hakkının birbirinden ayrılacağını söyledi.
Kirişci’nin konuyla ilgili olarak mirasçılar arasındaki uyuşmazlığa ya da kırsaldan kente göç nedeniyle ekim alanlarının boş kalmasına izin vermeyeceklerini belirtti.
Kullanım hakkıyla mülkiyet hakkını birbirinden ayıracaklarını belirterek şöyle konuştu:
“Ola ki belki bir mazereti nedeniyle bir yıl o tarla, o bağ, bahçe boş kalmış olabilir ama bunun ikinci, üçüncü yıldan itibaren boş kalmasına izin vermeyeceğiz. Bir rayiç kira bedeli üzerinden o vatandaşlarımızı da mağdur etmeden, onun yanı başında üretim faaliyetinde bulunduğu halde ölçeği yetersiz olan vatandaşımıza da burayı ekip biçin diyeceğiz. Böylelikle atıl olan alanlarımızın üretime kazandırılmasını sağlamış olacağız.”
