Hak İşçi Sendikaları Konfederasyonu (HAK-İŞ) Genel Başkanı Mahmut Arslan, HAK-İŞ’in 48. kuruluş yıl dönümü etkinlikleri kapsamında açıklamalarda bulundu. Arslan, çalışma hayatında çözülmesi gereken temel sorunların başında sendikalaşmanın geldiğine işaret etti.
kolayca yatırım yapın
48. kuruluş yıl dönünü etkinlikleri kapsamında Cumhuriyetimizin 100. Yılında Türk Çalışma Hayatı Sempozyumu’nda konuşan Arslan, Türkiye’de işçilerin yüzde 14’ünün sendikalara üye olabildiğini belirtti.
Söz konusu durumun HAK-İŞ olarak çözülmesi gereken temel sorunlardan bir tanesi olduğunu dile getirdi.
Cumhuriyet’in 100’üncü Yılındaki Önemli Sorunlar
Diğer bir taraftan yüksek enflasyon, gelir dağılımındaki adaletsizlik, vergi dilimindeki haksızlık, kayıt dışı istihdam ve iş kazalarında kaybedilen vatandaşlara da işaret eden Arslan; bunların Cumhuriyetin 100. yılındaki önemli sorunlar olduğunu vurguladı.
12 Eylül rejiminden itibaren devam eden noterden sendikal üyelik şartını yapılan yasal düzenlemeyle ilgili olduğunu söyleyerek, bu şartı kaldırdıklarını belirtti.
Bu sebepten gelirlerin yüzde 50’sinden fazlasının noterlere verilmek zorunda olduğunu anımsatarak, “Dolayısıyla 6356 Sayılı Kanun’un en büyük değişikliklerden bir tanesi noter şartının kaldırılması ve e-Devlet üzerinden üyelik yapılmasıdır. Bunun dışında, yüzde 10 barajı vardı.” dedi.
Sendika Kurma Barajını Yüzde 1’e İndirdik
Sendikaların vefat eden ve emekli olan üyelerinin de sayıldığını ileri süren Arslan, bu rakamlarla yüzde 10 barajını geçip sendika kurma imkanının olmadığına işaret etti.
Sendika kurmanın önündeki engellerden bir tanesi olan yüksek barajları da o kanunla ortadan kaldırdıklarını dile getirerek, “Önce yüzde 3 şimdi de yüzde 1 olarak bu mevzuatımızda devam etti. Bu da tartışılabilir.” dedi.
Soykırıma Dur Demek için Harekete Geçilmeli
Filistin’e yönelik saldırıların ardından yardım kampanyası başlattıklarının bilgisini veren Arslan, konfederasyon olarak 500 bin lira yardım yaptıklarına dikkat çekti.
Sivil toplum olarak yeni inisiyatifler gerçekleştirmeleri gerektiğini kaydederek, 2010 yılında olduğu gibi Mavi Marmara benzeri yeni gemilerle barış, kardeşlik ve dayanışma için seferlere çıkılması gerektiğini bildirdi.
Türkiye’deki sivil toplum kuruluşları olarak siyonist devletin yapmış olduğu katliamlara, soykırıma dur demek için harekete geçilmesi gerektiğinin altını çizdi.
Bunu yaparken de demokrasiden, insan haklarından, özgürlüklerden yola çıkılması gerektiğini savunan Arslan, “Bunu seslendirmeye devam edeceğiz. Dayanışmamızı, kardeşliğimizi, Filistinli kardeşlerimize göstermeye devam edeceğiz.” dedi.
