Endonezya’da süren G20 Zirvesi, Polonya’ya füze saldırısı haberleriyle gölgelense de toplantıdan iyi haberler de geliyor. ABD Başkanı Joe Biden ile Çin Devlet Başkanı Xi Jinping’in görüşmesi bunlardan bir tanesiyken bir diğeri de faiz artırımları konusundaki taahhütler oldu.
Artan durgunluk korkuları ortasında dünyanın en büyük ekonomilerinin liderleri, faiz artırımlarının hızını ayarlama ve kaçınma sözü verdi. Sonuçta ABD Merkez Bankası (FED) bu ayın başında 4. ardışık 75 baz puanlık artırımını yaparken küresel sıkılaşmaya ilişkin endişeler arttı.
G20 üyeleri bugün imzaladıkları bir liderler bildirisinde, dünya ekonomisinin Ukrayna’daki savaştan enflasyondaki artışa kadar birçok merkez bankasını para politikasını sıkılaştırmaya zorlayan benzeri görülmemiş çok boyutlu krizlerle karşı karşıya olduğunu kabullendi.
Bali’de G20 Zirvesi’nin ikinci gününde imzalanan açıklamada şu ifadelere yer verildi:
“G20 merkez bankaları, fiyat baskılarının enflasyon beklentileri üzerindeki etkisini yakından izliyor ve para politikası, sıkılaştırma hızını verilere bağlı ve açıkça iletişim halinde ayarlamaya devam edecek.”
Aynı zamanda merkez bankalarının yayılma etkilerini sınırlama ihtiyacı konusunda da dikkatli olacakları ifade edildi. Bu söz, ABD’deki agresif faiz artışlarının devam etmesi durumunda, gelişmekte olan ekonomilerin büyük sermaye çıkışları potansiyeline ilişkin endişeleri ele aldı.
Enflasyonla mücadele ihtiyacına yapılan vurgu, merkez bankalarının enflasyondaki geçici artışlara aşırı tepki vermekten kaçınmaları gerektiğini savunan geçen yılki G20 bildirisiyle çelişti. Liderlerin, hanehalkına yardım konusunda duruşlarının da önceki taahhütten farklı olması dikkat çekti.
Geçen yıl liderler, küresel toparlanmanın bozulmadan kalmasını sağlamak için desteğin herhangi bir erken çekilmesine karşı uyarıda bulunurken bu yıl artan yaşam maliyetleri karşısında özellikle savunmasız düşük gelirli hanehalklarına geçici ve hedefli mali harcama çağrısında bulundu.
Ton değişikliği, büyük ölçüde Rusya’nın Şubat ayında Ukrayna’yı işgalinin neden olduğu, küresel ortamdaki ve politika yapıcıların önceliklerindeki hızlı değişimin altını çizdi. Artan emtia ve yakıt maliyetlerinin yol açtığı ani ve keskin bir enflasyon artışı, birçok merkez bankasını hazırlıksız yakaladı ve onları hızlı parasal sıkılaştırmaya doğru vites değiştirmeye zorladı.
FED’in agresif oran artışları, doları 20 yılın yüksek seviyelerine çıkarırken finansal piyasalarda sert dalgalanmalar oldu. Japonya gibi ülkeler, para birimlerindeki keskin düşüşleri durdurmak için döviz piyasasına müdahale etmek zorunda kaldı. Bildiri, piyasadaki oynaklığı da ele aldı.
G20 üyeleri aşırı kur oynaklığından kaçınma konusundaki kararlı dururken birçok para biriminin bu yıl artan volatilite ile önemli ölçüde hareket ettiğini kabul eden bir ifade içerdi.