ABD Merkez Bankası (Fed) Yöneticisi Christopher Waller, enflasyonun 2025’te düşmeye devam edeceğini ve bu durumun Fed’in faiz oranlarını daha da düşürmesine olanak tanıyacağını söyledi. Ancak bu süreçte faiz indirimlerinin hızının enflasyondaki ilerlemeye bağlı olacağını belirtti.
Waller, 2024’ün son aylarında enflasyonun Fed’in yüzde 2’lik hedefinin üzerinde “duraklamış gibi göründüğünü” kabul ederken, kısa vadeli enflasyon verilerinin ve piyasa tabanlı enflasyon tahminlerinin, enflasyonun ABD’de düşmeye devam ettiğine dair güvenini koruduğunu ifade etti. Ancak, bu iyileşme hızının belirsiz olduğunu vurguladı.
Waller konuşmasının devamında, “Bu sınırlı ilerleme, politika faizindeki indirimleri yavaşlatma veya durdurma çağrılarına yol açtı. Ancak, enflasyonun orta vadede yüzde 2 hedefimize doğru ilerlemeye devam edeceğine ve daha fazla indirimin uygun olacağına inanıyorum” ifadelerini kullandı.
Faiz indirimlerinin hızının, enflasyondaki ilerlemeye ve iş gücü piyasasının zayıflamasının önlenmesine bağlı olacağını ekledi. Fed, 2024’ün son üç toplantısında politika faizini toplamda bir puan düşürdü. Ancak, 28-29 Ocak tarihlerindeki para politikası toplantısında faiz oranını yüzde 4,25 ile yüzde 4,5 aralığında sabit tutması bekleniyor.
Waller, bu yıl kaç faiz indirimi yapılabileceği konusunda net bir sayı vermese de Fed yetkilileri arasında görüşlerin geniş bir yelpazede olduğunu belirtti. Görüşler, hiç indirim yapılmamasından beş indirimle faiz oranının 1,25 puan daha düşürülmesine kadar değişiyor.
Waller: Ekonominin performansı güçlü
Waller, enflasyondaki yavaş ilerlemenin yanı sıra ekonominin genel olarak iyi performans göstermesi nedeniyle Fed yetkililerinin daha fazla faiz indirimi konusunda temkinli davrandığını ifade etti.
Ekonomik büyümenin uzun vadeli potansiyel tahminlerin üzerinde olduğunu, işe alımların ve ücret artışlarının devam ettiğini, bunun da tüketici harcamalarını desteklediğini belirtti.
Waller, yaklaşan Trump yönetiminin ekonomi politikalarının olası etkilerini değerlendiren Fed yetkililerinin, özellikle gümrük tarifelerinin enflasyon üzerindeki baskıları artırabileceği endişesi taşıdığını belirtti. Bu artışların kalıcı fiyat baskısına yol açma olasılığının düşük olduğunu ve dolayısıyla para politikası kararlarını etkilemesinin muhtemel olmadığını söyledi.