Pandemi döneminde yaşanan şok ortamında gelişmiş ekonomiler enflasyon tehdidine karşı faiz artırımına giderken Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB) ‘Nas’ politikası yürütmesi politika faizinin yüzde 8,5 seviyesine kadar inmesiyle sonuçlandı. Ancak tarihi seçimlerini yaşayan AKP iktidarının Mayıs ayından sonra 180 derecelik dönüşe gittiği ekonomi politikasında faiz tekrar yükseltilerek bugün itibarıyla yüzde 30 seviyesine çıktı.
Merkez Bankası’nın faiz kararını sosyal medya üzerinden değerlendiren ekonomistler, düşük faiz ısrarından vazgeçilmesinin artı ve eksi yönlerine dikkat çekti.
TCMB eski başekonomisti Hakan Kara, “TCMB’den net bir iletişimle, doğru yönde atılmış bir adım. Emeği geçenleri tebrik ediyorum” dedi.
Prof. Dr. Özgür Demirtaş, Merkez Bankası’nı hem sıkı para politikası kararında tutarlı olduğu hem de faiz kararı sonrası ilk dakikalarda dövize sert müdahale etmediği için tebrik etti.
Ancak çıkmaza giren ekonominin toparlanması için “Daha çok yolumuz var” görüşünü paylaştı.
Beğenilmeyen Yüzde 19’luk Faiz Yüzde 30 Oldu
“Politika faizi yüzde 30 oldu. 19’u beğenmeyenleri piste alalım” çıkışını yapan finans uzmanı Tunç Şatıroğlu ise düşük faiz ısrarının başladığı 2021 yılının Mart ayında politika faizinin yüzde 19 seviyesinde olduğunu hatırlattı.
Şatıroğlu, “O kadar vergi artışı olduğunu hepimiz gördük, yaşadık ve yaşıyoruz. Enflasyon neden öngörülenin üzerine çıkmış acaba” diyerek enflasyonu indirme sözü verilmesine rağmen vergi artışı kararlarının alınmasını eleştirdi.
Faiz ve enflasyona yönelen ekonomi yönetiminin tutarsız yöntemlerine dikkat çekti. Benzer eleştirileri dile getiren ekonomist ve eski siyasetçi Nesrin Nas da şöyle yorumda bulundu:
“MB, politika faizini piyasa beklentisine uygun 500 puan artırdı. Faiz yüzde 30. Bundan sonraki seviye muhtemelen 2024 enflasyon beklentisi ile uyumlu olacak gibi görünüyor. 2024 beklentisi yüzde 33 idi. Enflasyonun sebebi belli. Bir kişinin seçim kazanmak için ‘nas’ diyerek akla ziyan politikalarda ısrar etmesi. Şimdi sanki enflasyonun sebebi vatandaşmış, şahsım değilmiş gibi enflasyonun bedeli vatandaşın sırtına yükleniyor. Enflasyon artarken de bedelini halk ödüyor, düşerken de…”
