Bazı ekonomistler ve politika yapıcılar, Avrupa’nın yaşanan mali krize dair gerekli dersleri aldığını ve artık bankacılık sisteminde daha fazla olumsuzluğa karşı güçlü bir konumda olduğunu belirtti.
İtalya’da düzenlenen Ambrosetti Forumu’nun ana teması, özellikle sıkılaşan finansal koşullar karşısında, bankacılık sektöründeki sorunlardan kaynaklanan finansal piyasalarda daha fazla istikrarsızlık potansiyeli oldu.
ABD merkezli Silicon Valley Bank’ın ve birkaç başka bölgesel kredi kuruluşunun Mart ayı başlarında iflası, bulaşma korkularına yol açtı ve Credit Suisse’in İsviçreli rakibi UBS tarafından acil olarak kurtarılmasıyla daha da güçlendi.
‘ABD, Avrupa’dan Daha Riskli’
Atlantik’in her iki yakasındaki politika yapıcılar kararlı adımlar attı ve gerekirse daha fazla destek sözü verdi. Piyasalar gelen açıklamalar sonrası bu hafta bir miktar toparlanma kaydetti. The European House Ambrosetti’nin yönetici ortağı ve CEO’su Valerio De Molli belirsizlik ve endişenin bu yıl piyasaları rahatsız etmeye devam edeceğini söyledi.
En endişe verici asıl faktörün, bankacılık sektöründeki belirsizlik olduğunu belirten De Molli, bunun Avrupa’dan ziyade ABD’de hakim olduğunu ifade etti. De Molli bu süreçte Avrupa Merkez Bankası’nın inanılmaz derecede iyi iş çıkardığını sözlerine ekledi.
SVB’nin çöküşünün muhtemelen banka iflaslarının ilki olacağını öne süren De Molli, küresel düzeyde, özellikle de Avrupa’da alınan derslerin, Euro Bölgesi’nin bankacılık sisteminin mali sağlamlığını ve istikrarını güçlendirmesini sağladığını ifade etti. 2008’de yaşanan mali krizin tekrarının imkansız olduğunu belirtti.
‘Yaşananlardan Ders Aldık’
Avrupa Üniversite Enstitüsü’nde profesör ve dekan ve eski Yunanistan maliye bakanı olan Yorgo Papaconstantinou da ABD ile ilgili endişelerini dile getirdi. Maliye ve para politikasının birlikte çalışmasına ihtiyaç olduğunu öğrendiklerini belirten Papaconstantinou, piyasaların beş saniye gerisinde değil, önünde olmaları gerektiğini fark ettiklerini belirtti.
SVB ve Credit Suisse’deki gelişmelerin risk yönetimindeki başarısızlıklara bağlı olduğunu ve SVB örneğinin ABD’deki politika başarısızlıklarından kaynaklandığını ifade etti.
Papaconstantinou, Avrupa’da kaydedilen ilerlemeye övgüde bulunmakla birlikte, bankacılık sisteminde daha kapsamlı bir zayıflık olup olmadığını söylemek için henüz çok erken olduğunu vurguladı. Politika yapıcıların ve düzenleyicilerin rehavete kapılmasına yer olmadığını kaydetti.
Faiz oranlarının yükseldiği, dolayısıyla tahvil fiyatlarının düştüğü bir ortamda, bankaların daha uzun vadeli enstrümanlara yatırım yaptıkları için kendilerini bir boşlukta bulmalarının oldukça muhtemel olduğunu söyledi.
İspanya Ekonomi Bakanı Nadia Calviño ise İspanya’daki bankaların ödeme gücü ve likidite pozisyonlarının Avrupalı meslektaşlarının çoğundan daha güçlü olduğunu ifade etti.
Calviño açıklamasında, “Bugünlerde finansal piyasalarda gördüğümüz genel oynaklık dışında İspanyol piyasasında herhangi bir stres belirtisi görmüyoruz. Durum 2012’deki Avrupa borç krizinden tamamen farklı. Finansal krizden ders aldık, bu on yılda derin bir yeniden yapılanma oldu ve açıkça geçmişte olduğundan daha güçlü bir konumdalar.” diye konuştu.