Dünya Ticaret Örgütü (DTÖ) bugün küresel ticaretin görünümü ve istatistiklere ilişkin Nisan ayı raporunu yayımladı. DTÖ raporunda 2023 için küresel mal ticaretine ilişkin büyüme beklentisini Ekim ayındaki yüzde 1’den yüzde 1,7’ye çıkardı.
2023 yılı tahminindeki olumlu revizyon içinse kilit faktörün, uluslararası ticareti artırması beklenen Çin’deki Covid-19 tedbirlerinin gevşetilmesi olduğu savunuldu.
DTÖ, 2023 yılı için piyasa döviz kurları üzerinden yüzde 2,4’lük reel küresel gayri safi yurt içi hasılanın (GSYİH) büyüme tahmin etti.
Raporda, büyüme tahminlerindeki yükselişe rağmen hala vasatın altında olduğuna dikkat çekildi. Sebepler olaraksa Ukrayna’daki savaş, yüksek enflasyon, sıkı para politikaları ve finansal piyasa belirsizlikleri sunuldu.
2022’deki dünya ticaret hacmindeki yüzde 2,7’lik artış ise DTÖ’nün Ekim ayı tahmini olan yüzde 3,5’lik büyümenin altında kaldı. Bu durumsa, 2022 yılının dördüncü çeyreğindeki düşüşün bir önceki çeyreğe kıyasla hız kazanarak yıllık büyüme oranını aşağı çektiği yönünde bildirildi.
Ticarette Çok Taraflı İş Birliğine Yatırım Yapılmalı
DTÖ Genel Direktörü Ngozi Okonjo-Iweala raporu yorumlayarak şöyle kaydetti, “Ticaret, küresel ekonomide dayanıklılık için bir güç olmaya devam ediyor ancak 2023’te dış faktörlerin baskısı altında kalmaya devam ederek ticaretin önüne engeller koyacak.” dedi.
Geçen Haziran ayındaki On İkinci Bakanlar Konferansı’ndaki DTÖ üyelerinin görüşlerini anımsatan Ngozi Okonjo-Iweala, ticarette çok taraflı iş birliğine yatırım yapmanın uzun vadede ekonomik büyümeyi ve insanların yaşam standartlarını destekleyeceğini söyledi.
DTÖ Baş Ekonomisti Ralph Ossa ise raporda, “Covid-19’un devam eden etkileri ve artan jeopolitik gerilimler, 2022’de ticareti ve üretimi etkileyen ana faktörlerdi ve bu muhtemelen 2023’te de geçerli olacak.” ifadelerini kullandı.
Küresel gelişmiş ekonomiler için merkez bankalarının faiz oranlarında artışlarını kontrol edemediği takdirde daha geniş bir finansal istikrarsızlığa yol açabileceğini öngördü.
Ossa açıklamasında, söz konusu durumların bankacılık sistemlerindeki zayıflıkları da ortaya çıkardığını kaydetti. Hükümetlerin ve düzenleyicilerin ileriki aylarda diğer finansal risklerine karşı tetikte olması gerektiğini belirterek uyarıda bulundu.
