Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Şair Necip Fazıl Kısakürek’in ölüm yıldönümü münasebetiyle gerçekleşen, Zindandan Mehmed’e Mektup Sergisi ve Reis Bey Tiyatrosu Gösterimi etkinliğinde yaptığı konuşmada, “Yaklaşık 39 yıl önce uğurladığımız fikir, dava ve aksiyon insanı Necip Fazıl Kısakürek üstadı rahmet ve şükranla yad ediyorum. Üstadı layıkıyla yad edeceğimiz bu programda emeği geçen Mehmet ve Osman ile Şeyma ve Emrah kardeşlerimiz başta olmak üzere herkese teşekkürlerimizi sunuyorum.” ifadesini kullandı.
Bu yılki anma programının temasının, Necip Fazıl’ın Toptaşı Cezaevi’nde yazdığı Zindandan Mehmed’e Mektup şiirinin oluşturduğunu söyledi.
Vefat gününde ikindi namazında Ayasofya Camii’nde hatim duası okunacağını duyuran Erdoğan, “Üstat, Ayasofya açılacak, hem de öylesine açılacak ki, kaybedilen bütün mânalar, zincire vurulmuş masumlar gibi onun içinden fırlayacak.” dedi.
Ayasofya’nın üstadın dediği gibi açıldığını, Necip Fazıl’ın şairlerin sultanı ve emsalsiz bir hatip olduğunu dile getirdi.
İnsanların gönül tellerini titreten yazıları ve sözleriyle, nice nesillerin hayatını etkilediğini belirten Erdoğan, dünyadan geçip giderken bırakılacak eserlerin çok önemli olduğunu ifade etti.
Necip Fazıl’ın anlaşılması ve anlatılması son derece zor bir sanatkar olduğunu, edebiyatın bütün sahalarında eserler verdiğini, silinmiş, unutturulmuş, çarpıtılmış, ters yüz edilmiş tarihi asli haline döndürmek gibi çetin bir vazifeye talip olduğunu belirtti.
Bugünkü Türkiye’yi anlamak için önce Sultan II. Abdülhamit’in anlaşılmasının gerektiğine inandığına değinen Cumhurbaşkanı, “Hala Sultan Abdülhamit’e husumet besleyenlerin, edepsizce dil uzatanların, onunla hesaplaşma peşinde koşanların olduğunu gördükçe üstadın tespitlerin doğruluğunu tekrar tekrar anlıyoruz. Asırlar geçse de maalesef bu ülkenin gündem ve tarafları hiç değişmiyor.” dedi.