Rusya’nın Ukrayna’da başlattığı savaşta nükleer tehditleri gündeme getirmesinin ardından Tayvan ile gerilim yaşayan Çin tarafından da benzer bir tehdidin gelme ihtimali soru işareti yarattı.
Oluşan soru işaretini ise ABD geçen hafta hazırladığı raporla yanıtlamıştı. Pentagon’un hazırladığı raporda, Pekin’in nükleer kapasitesini kayda değer şekilde artırdığına yönelik ifadeler yer aldıktan sonra gözler Çin’e çevrildi.
Çin Savunma Bakanlığı, Pentagon’un raporuyla ilgili açıklama yaptı. Açıklamada, ABD’nin nükleer iddiaları reddedildi, “Çin’in asla nükleer silah kullanan ilk taraf olmayacağı” şeklinde yanıt geldi.
Çin Savunma Bakanlığı Sözcüsü Tan Kefei, Çin’in 13 yıl sonrasında bin 500 nükleer savaş başlığını elinde bulunduracağına ilişkin çıkarımlar için şöyle açıklama yaptı:
“Bu rapor, Çin’in ulusal savunma politikasını ve askeri stratejisini çarpıtıyor, Çin’in askeri gelişimi hakkında temelsiz spekülasyonlar yapıyor ve Tayvan konusunda Çin’in içişlerine ağır bir şekilde müdahale ediyor.”
“ABD Dünya Barışının En Büyük Baş Belası”
Bakanlık sözcüsü, nükleer tehditler için ABD’yi işaret ederek, Washington’ı “nükleer gerilimleri artırmakla” suçladı.
Avustralya’nın ABD nükleer teknolojisine sahip bir denizaltı filosu kurduğunu ve bunun için Washington’ın yardım etme planlarının olduğunu savundu.
ABD için “Dünya barışı ve istikrarının en büyük baş belası ve yıkıcısı” dedi.
ABD ve Çin Küresel Barış için Birlikteyiz Mesajı Vermişti
Gelinen son noktada, Çin ile ABD arasında yine soğuk rüzgarlar kendini gösterdi ancak önceki haftalarda iki ülkenin liderleri dünya barışı için birlikte olduklarını duyurmuştu.
Sıkı rekabet halinde olan ABD ve Çin, 14 Kasım’da G20 zirvesinde bir aradaydı. ABD Başkanı Joe Biden ile Çin Devlet Başkanı Şi Cinping, buluşmalarında el ele verdikleri fotoğraflarda küresel barış için birlikteyiz mesajı vermişlerdi.
Biden, küresel sorunların çözümü için ABD ve Çin ilişkilerine işaret ederken, Şi ise tüm ülkelerle eşgüdüm halinde çalışmak gerektiğini söylemişti.