Gelecek dönemde küresel ticaretin odak noktası haline gelecek Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması’na (SKDM), geçiş dönemi 1 Ekim itibarıyla başladı. Türk sermaye piyasalarının önemli aktörlerinden biri olan GCM Yatırım, söz konusu uygulamadan etkilenecek sektörlerden biri olan ‘Çimento Sektörü’ hakkında dikkat çeken bir rapor yayımladı. Sektörün SKDM’den negatif etkilenmemesi için hızlı adımların atılması gerektiği vurgulandı.
GCM Yatırım tarafından yayımlanan rapora göre karbon düzenlemesinden ‘Demir-Çelik, Çimento, Gübre, Elektrik, Alüminyum, Hidrojen” sektörleri etkilenecek.
Borsa İstanbul’da ‘Taş Toprak Sektörü’ adı altında işlem gören 21 şirketin bulunduğu, Oyak Çimento (OYAKC), Çimsa Çimento (CIMSA) ve Akçansa Çimento (AKCNS) gibi şirketlerin öncü sayılabileceği belirtildi. Bu kapsamda Türkiye’de bu çimento alanında faaliyet gösteren şirketlerinin iyi bir yol haritası oluşturmaları ve bu durumdan olumsuz etkilenmemek için hızlı adımlar atmasının önem arz ettiği vurgulandı.
Bu kapsamda karbon azaltma yöntemlerinde yer alan maddelerden bazıları şu şekilde:
- Güneş ve rüzgar enerjisi ile biyokütle ve atık niteliğindeki alternatif yakıtların kullanımı
- Enerji-verimli yenilikçi öğütme teknolojileri
- Karbondan arındırılmış ham madde kullanımı
- Çimento veya beton karışımlarında kalsine kil ve kireç taşı tozunun birlikte kullanımı
- Yüksek verimli atık ısı geri kazanım sistemleri
- Çimento esaslı malzemelerin servis ömrünü artırıcı özel ürün tasarımları
- Betonun kullanımı sırasında karbonatlaşma yoluyla karbon yakalama
Raporda ayrıca şu ifadeler yer aldı:
“Öte yandan Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizmasının geçiş döneminin başlamış olmasına karşın Avrupa Birliği’ne tam uyumlu bir emisyon ticaret sistemi kurulursa, karbon fiyatının karbondioksitin ton başına 100 Euro olduğu varsayımıyla, 2026 yılından sonra kademeli olarak iç piyasada ürünlere 15 ila 80 Euro ilave karbon maliyeti uygulanması gerekecek. Bu, son tüketiciyi olumsuz etkileyecek bir durum oluşturacak.”
Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması Nedir?
Söz konusu düzenleme daha düşük maliyetle üretilen yüksek emisyonlu ürünlerle görece daha düşük emisyonlu ancak yüksek maliyetle üretilebilen alternatif ürünlerin rekabet gücünü aynı seviyeye getirmeyi amaçlıyor.
Ayrıca karbon kaçağı riski olan ürünlerin Avrupa Birliği’ne (AB) ihraç edilmesi sırasında sahip olduğu karbon yoğunluğuna göre vergilendirilmesi hedefleniyor.
