Hazine ve Maliye Bakanlığı, enflasyonla mücadele mesajları vermeye devam ediyor. Bartın’da iş insanları ile görüşen Hazine ve Maliye Bakan Yardımcısı Mahmut Gürcan, atılan adımları paylaştı. Türkiye’yi içine alan enflasyon kıskacının tüm dünyayı kapsadığının altını çizen bakan yardımcısı, Kasım ayı enflasyon verisine atıf yaptı.
kolayca yatırım yapın
Gürcan, resmi verilere göre baz etkisiyle birlikte Kasım’da yıllık olarak yüzde 84,39‘a gerileyen enflasyonun bundan sonraki süreçte ivme kaybı yaşayacağı sözünü verdi.
Enflasyonda her ay sert düşüş beklentisi içinde olduklarını vurgulayarak şöyle açıklama yaptı:
“Fiyatların düşmesi gıda maddelerinde toprak mahsullerinin ciddi şekilde devreye girmesiyle fiyatlardaki oynaklığı gördük. Önümüzdeki günlerde inşallah çok daha olumlu geçecektir.”
“Enflasyon Nedeniyle Erkenden Zam Yapılmamalı”
Enflasyon tarafındaki iyimser beklentinin yanı sıra iş dünyası için de beklenti içinde olduklarını ifade eden Gürcan, “Enflasyon nedeniyle erkenden zam yapılmamalı” dedi.
Emtia fiyatlarının geri çekildiğini savunarak, gelecek dönemde de enerji kalemindeki yükün hafiflemesiyle fiyatları çok fazla yükseltmeden enflasyonla mücadele etme niyetinde olduklarını paylaştı.
“Türkiye Uzakdoğu Ülkelerinin Ucuzluk Pazarı Haline Gelecekti”
Enflasyonla mücadele etmesi gereken kurumun Merkez Bankası olduğu ve faiz indirimi kararıyla olası bir mücadelenin yürütülmediğine ilişkin eleştirilere yanıt veren Gürcan, finansman erişimine dikkat çekti.
Diğer ülkelerde olduğu gibi Türkiye’nin de faiz artırımına gitmesi halinde bu kez kredilere ulaşım imkanının sınırlı kalacağı senaryoya atıf yaptı.
Bu senaryoda işten çıkarmaların da bir seçenek olduğunu hatırlayarak, iflasların yaşanabileceğini ekledi.
Ekonomik çıkmazda bankacılık sisteminin de darboğaz yaşayacağını, Türkiye ekonomisinin batan bankalarla bir kere daha karşı karşıya kalacağını söyledi.
Bu halde Türkiye ekonomisinin enflasyonla mücadele ederken büyümeden vazgeçmesi halinde olacakları şöyle sıraladı:
“Özellikle faiz artırımıyla doların baskılandığını ve yurt dışına mal satanların fiyatlarını tutturmada zorlandıklarını ve ihracatımız azalacak, ithalatımız artacaktı. Türkiye Uzakdoğu ülkelerinin adeta ucuzluk pazarı haline gelecekti.” (AA)
