Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer, Mogan Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi Uygulama Oteli’nde gerçekleştirilen Eğitim Fakülteleri Dekanlar Konseyi toplantısında açıklamalarda bulundu. Mesleki eğitimde son zamanlarda atılan adımlar ve iyileştirmelerden bahsetti.
Mesleki eğitimde sektöründeki temsilcilerle müfredatın güncellenmesini işaret eden Özer, iş birliği yapıldığında başarılı öğrencilerin seçilmeye başlandığı ve başarı hikayeleri arttığının altını çizdi.
Güzel sanatlar liselerinde Kültür ve Turizm Bakanlığı, spor liselerinde Gençlik ve Spor Bakanlığı ve tarım eğitimi veren liselerde ise Tarım ve Orman Bakanlığıyla iş birliklerinin yapıldığı kaydedildi.Aynı sürecin öğretmenlerin yetiştirilmesi ve geliştirilmesinde de izleneceğini şu şekilde ifade etti:
“Öğretmenin yetiştirilmesi ve geliştirilmesiyle ilgili süreçlerde siz değerli dekanlarımız ve eğitim fakültesindeki tüm öğretim üyeleriyle yapmamız gerekiyor.”
Farklı Görüşlere Ortak Akla İhtiyaç Var!
Bakan Özer, iki aylık periyodlarla eğitim fakültesi dekanları ile bir araya gelineceğini ve eğitim politikalarındaki süreçlerin değerlendirileceğinin bilgisini verdi. Özer, “Mutlaka farklı görüşlere, ortak akla çok ihtiyacımız var.” diyerek düşüncelerini aktardı.
Türkiye’nin en önemli sermayesinin beşeri sermaye olduğunun altını çizilerek, 2000’li yıllardan bu yana eğitimin tüm kademelerinde okullaşma oranlarının sürekli artırıldığına işaret etti.
2000 yılından günümüze, 300 bin derslikli sistemden 850 bin dersliğe ve 1,2 milyon öğretmen sayılarına ulaşıldığını belirterek öğretmenlerin büyük çoğunluğunun ise kadınlardan oluştuğu ifade edildi.
Son 20 yılda katsayı ve başörtüsü gibi ayrıştırıcı politikaların uygulamadan kaldırıldığına değinen Özer, kucaklayıcı eğitim politikaları geliştirildiğini vurguladı.
“Tüm Bunlar Kalite Artışıyla Birlikte Gerçekleşti”
Kitleselleşmeyle birlikte sosyal politikaların da önem kazandığına dikkat çekildi. Şartlı eğitim yardımından okul pansiyonlarına, ücretsiz ders kitaplarından ücretsiz taşımalı eğitim ve yemeğe kadar pek çok uygulamanın olduğu anımsatıldı.
Tüm bunların kalite artışıyla birlikte gerçekleştirildiği söylendi. Özer, gelinen noktada kitleselleşme evresi gerçekleşmişken öğretmen başına düşen öğrenci sayısının 2000’li yıllardan çok daha iyi düzeyde olduğuna işaret etti.
Bakanlığın öğretmen ihtiyacını çok iyi planladığı ve sürekli sistem içine yeni öğretmenleri kattığını ifade eden Özer, sistem içindeki öğretmenlerin yüzde 75’inin son 20 yılda atandığını bildirdi.
Uluslararası Öğrenci Değerlendirme Programı (PISA) araştırmalarında, bir önceki değerlendirmeye göre daha iyi puanlar alındığı ve sıralamanın iyileştiği iletildi. Katılan ülke sayısının her seferinde arttığı eklendi.
Öğrencilerin matematik ve fen alanlarında kazandıkları bilgi ve becerilerin değerlendirilmesine yönelik bir tarama araştırması olan TIMSS Türkiye’nin 1999 yılından bu yana girdiği son döngüde Türkiye’nin ilk kez dördüncü sınıf seviyesinde matematik ve fende 500 ortalama puanını aştığını paylaştı.
Bakan Özer, “Yani bir taraftan eğitime tüm vatandaşların çocuklarını eriştirirken aynı zamanda ne yapmışız? Kaliteyi de ihmal etmemişiz.” diyerek konuşmasını sonlandırdı.
