Avrupa ülkeleri, pandemi sürecinden sonra ne kadar toparlanmaya başlamış olsa da Rusya’nın Ukrayna’yı işgaliyle her şey tekrar değişti. Avrupa ekonomileri için normallik gitti ve kriz kalıcı oldu.
Ekonomistler, Avrupa’da resesyona kesin gözüyle bakıyor. Enflasyonun çift hanelere yaklaşması ve enerji kıtlığının da büyük bir problem haline gelmesi, Avrupa için endişeleri haklı çıkarıyor.
Carrefour’un CEO’su Alexandre Bompard, konuyla ilgili düşüncelerini “Kriz artık normal, düşük enflasyon ve uluslararası ticaret dönemi bitti.” şeklinde ifade etti.
Savaşın ortaya çıkardığı krizler, yüksek gıda ve enerji fiyatları, yıkıcı kuraklık ve düşük nehir seviyeleri nedeniyle durum hem halk için hem de işletmeler için daha da kötüleşiyor.
Euro bölgesindeki enflasyon; petrol, doğalgaz ve temel gıdalara yönelik harcama gücünü azaltıyor.
Avrupa bölgesindeki tüketiciler, indirimli marketlere yöneliyor ve yüksek kaliteli ürünlerden vazgeçerek fiyat olarak daha uygun markaları tercih ediyor.
Alman perakendeci Zalando’nun CEO’su Robert Gentz, gazetecilere verdiği demeçte, “Hayat daha pahalı hale geliyor ve insanlar tüketmek konusunda isteksiz.” dedi.
İşletmeler, tedarik konusunda yaşadığı problemler nedeniyle artan fiyatlarla bir şekilde başa çıkmayı başardı. Ancak enerji sektöründeki çıkmazlar konusunda sıkıntılar artmaya devam ediyor.
Tüm bu sıkıntılar devam ederken seyahat sektörü de kapasite ve işgücü açısından sorunlarla karşı karşıya kalmaya devam ediyor.
Frankfurt ve Londra’da bazı önemli havalimanları, yeterli personele sahip olamadığı için bazı uçuşlarını sınırlamak zorunda kaldı.
Rusya’nın doğalgaz arzını azaltması, söz konusu süreçlerin çok daha sancılı geçmesine neden olabilir. Ekonomist Caroline Bain, enerji konusundaki tehlikenin altını çizmek amacıyla “Bugünkü gaz şoku, 70’lerde patlak veren petrol krizinin neredeyse iki katı. Çok daha büyük.” dedi.
Rus enerji şirketi Gazprom’un Temmuz ayı günlük ortalama gaz üretimi, 2008 yılından bu yana en düşük seviyede olmuştu. Haziran ayından sonra üretimde gerçekleşen yüzde 14’lük düşüş, Avrupa’daki kaygıların artmasına ortam hazırlamıştı.
Gaz konusundaki sıkıntılar kış mevsiminde Avrupa için soğuk konutlar ve işyerleri anlamına gelebilir. Örneğin Almanya, enerji krizinden önce 22 derece civarında ısıttığı kamusal alanları, bu kış 19 derecede ısıtmayı planlıyor.
Ekonomistler, halihazırda ekonomik durgunluk ve baskılar devam ederken enerji maliyetlerinin de artmasıyla enflasyonun olumsuz etkileneceğini tahmin ediyor. Bu durum işletmeler ve sanayiler için düşük üretim anlamına gelecek.
Bloğun en güçlü ekonomisi olan Almanya’da toptan gaz fiyatları bir yılda yaklaşık beş kat arttı. Açıklamalara göre insanlar, çok daha yüksek vergiler ödemek zorunda kalacaklar ve sözleşmeler yenilenirken alışılmamış fiyatlara maruz kalacaklar.