
Avrupa hisse senetleri, ABD’nin dengesiz politikaları ve Almanya’nın nesilde bir kez gerçekleşen mali dönüşümü sayesinde 2025 yılında Wall Street’i geride bırakarak erken bir liderlik elde etti. Ancak ABD piyasaları toparlanarak Avrupa’yı yakaladı.
Cuma günkü kapanış itibarıyla Avrupa Stoxx 600 endeksi, yılbaşından bu yana yüzde 6,6 artış gösterirken, S&P 500 yüzde 6,8 yükseldi. Mart ayında Stoxx 600 endeksi, S&P 500’e göre 10 puanlık bir üstünlük sağlamıştı ve bu durum, Avrupa borsalarının yıllardır süren zayıf performansını geride bırakacağı yönündeki beklentileri artırmıştı.
Buna karşın Avrupa lehine olan bu avantaj, özellikle döviz piyasalarında devam ediyor. Euro yılbaşından bu yana dolara karşı (EUR/USD) yüzde 14 değer kazandı.
UBS Varlık Yönetimi Küresel Devlet Tahvilleri Srateji Başkanı Max Castelli, bu gelişmeleri değerlendirerek, “ABD’nin olağanüstü performans döneminin aynı güç ve yoğunlukla geri döneceğini düşünmüyorum. Ancak Avrupa varlıklarının ABD karşısında büyük ölçüde üstünlük sağladığı dönemin sonuna gelmiş olabilir,” dedi.
Teknoloji hisseleri geri döndü
State Street Global Markets hisse senedi araştırma direktörü Marija Veitmane, Wall Street’in toparlanmasının Nisan ortasında başladığını ve bunda ticaret savaşının yerini müzakerelere bırakmasının etkili olduğunu söyledi.
Avrupa hisselerinin, küresel borsalar liginde asıl dönüm noktasının, şirketlerin bilanço sezonu olduğunu söyleyen Veitmane, “Teknoloji şirketlerinin CEO’ları çıkıp kârlarımız çok güçlü olacak dediler ve bu piyasayı canlandırdı,” dedi.
S&P 500 endeksinin yaklaşık üçte birini oluşturan teknoloji sektörü, Nisan başından bu yana yüzde 24 yükseldi. Bu yükseliş, Başkan Donald Trump’ın gümrük tarifelerini açıklamasıyla yaşanan düşüşü de içeriyor.
Nvidia, piyasa değeriyle yeniden dünyanın en büyük şirketi olurken, hisse değeri bu süreçte yüzde 45 artarak Avrupa’da benzeri olmayan bir performans sergiledi.
S&P 500 rekor seviyelere ulaşmış olsa da tüm yatırımcılar Wall Street’e geri dönmedi. Bu da değerlemenin artık fazla şişmiş olabileceğine işaret etti.
DWS’de kıdemli hisse portföy yöneticisi Madeleine Ronner konuyla ilgili olarak, “Tarife açıklaması, piyasa algısının ne kadar hızlı değişebileceğini ve ABD’deki bu yüksek değerlemelerin ne kadar riskli olduğunu gösterdi,” yorumunda bulundu.
Ronner’a göre; Avrupa hisseleri daha makul bir değerlemeye sahip. Ayrıca Avrupa’da şirket kârlılıkları yeniden artış göstermeye başladı ve bu da ABD ile olan farkın kapanmasına yardımcı oluyor.
DWS’ye göre; 2025 ve 2026 yıllarında ABD ve Avrupa’nın GSYİH büyüme oranları birbirine yakın olacak. Bu da Avrupa şirketlerinin kazançlarını sürdürülebilir şekilde destekleyecek.
Yatırımlar dar bir alana odaklandı
Avrupa hisselerine olan ilgi arttı, ancak bu ilginin belirli sektörlerde yoğunlaştığına dikkat çekiliyor. Savunma sektörünün bu yıl yüzde 50, bankacılık sektörünün yüzde 28 değer kazandığı görülüyor.
BNP Paribas Exane’in tahminlerine göre bu iki sektör, Stoxx 600 endeksinin sadece yüzde 16’sını oluşturmasına rağmen toplam getirinin yüzde 50’sinden fazlasını sağlıyor.
Bu durum şaşırtıcı olarak görülmüyor. NATO üyeleri savunma harcamalarını artırmayı taahhüt ederken, özellikle Almanya bu konuda ciddi adımlar attı. Ancak bu sektörlerdeki değerlemeler de oldukça yüksek seviyelere ulaşmış durumda bulunuyor.