Ankara Sanayi Odası(ASO) Başkanı Nurettin Özdebir, ihracat temelli büyüme hedefini değerlendirdi. Pandeminin ardından yaşanan savaş durumunda küresel düzeyde belirsizlik hâli yaygınken Türkiye’de sanayicilerin risk iştahının kabarık olduğu yorumunu yaptı.
Dünya’ya konuşan Özdebir, kurdaki yüksek seyir karşısında değersizleşen TL’nin ihracata etkisinin kayda değer seviyede olmadığının altını çizdi.
Ayrıca ihracat yapmak için ithalata ağırlık vermek gerektiğine dikkat çekerek, “100 liralık ihracatın 70 lirası ithalata dayalı. Bu anlamda değersiz TL’nin ihracata etkisinin marjinal olduğu kanaatindeyim” şeklinde değerlendirmede bulundu.
Kendisi de sanayici olan Özdebir, seçim sonrası mevcut modelin sürmesi gerektiği, yeni bir ekonomik programa ihtiyaç olmadığı tezini savundu.
Türkiye’de ekonominin kronik olarak cari açık verdiğini söyleyerek, “Başkalarının tasarruflarına her zaman ihtiyacımız var. Zaten kıt olan dövizimizden daha fazlasını harcıyoruz” dedi.
Döviz yoksunluğunu gidermek için ithalatın ağırlığını hafifletmek, TL değerini artırarak döviz cinsinden tüketimi kısıtlamak gerektiği önerisini dile getirdi.
“En Kötü İhtimalle Kasım’ın Ortalarından İtibaren Tekrar Kredi Muslukları Açılacaktır”
Siyasilerin, ihracatın yüzde 98’inin sanayiden geldiği sonucunu kavradığını aktaran Özdebir, “Şu anda yürütülen politikalar, yatırımı desteklemek, işsizlik oranını düşürmek, ihracatı artırmak yönünde” dedi.
Bu hedefleri gerçekleştirmek için nakdî ihtiyacın olduğuna dikkat çekerek, “Bana göre Türkiye ekonomisinin özeti ‘para varsa iş var, para yoksa herkes yatıyor’” şeklinde ifadede bulundu.
Fakat Mayıs ayından itibaren kredi daralmasının yaşandığını söyleyerek, bu sorunun Kasım’dan itibaren çözülebileceği tahminini paylaştı.
ASO Başkanı, “Tahmin ediyorum, en kötü ihtimalle Kasım’ın ortalarından itibaren tekrar kredi muslukları açılacaktır” dedi.
“Benim Enflasyonum Yüzde 150’nin Üzerinde”
Eylül ayında enflasyondaki yıllık artış Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) açıkladığı verilere göre yüzde 83,45, Enflasyon Araştırma Grubu’nun (ENAG) hesaplamalarına göre ise yüzde 186,27 olmuştu.
Yüksek enflasyon oranlarına değinen Özdebir, “Benim enflasyonum yüzde 150’nin üzerinde, bazı şeyleri peşinen kabul etmek lazım” şeklinde ifadede bulundu.
Enflasyonun gelir grubuna göre hissedilmesinin farklı olacağına dikkat çekerek, “Aylık geliri yüksek olan birisi için yüzde 83 enflasyonun etkisi ile asgari ücretle geçinmeye çalışan birisinin enflasyondan etkilenme oranları aynı değil. Asgari ücretli enflasyonu çok daha fazla hissediyor” dedi.
Temmuz ayında asgari ücrete ikinci kere zam yapıldığına atıf yaparak, bu zammın faydasının üç gün sürdüğü yorumunu yaptı.
“Avrupa’dan Türkiye’ye Yatırım Yapmak İsteyenler Var”
Enerji fiyatlarından dolayı kimi ülkelerin Türkiye’ye yatırım yapmayı amaçladığı bilgisini paylaşan ASO Başkanı şöyle konuştu:
“Geçenlerde Litvanya’dan Avrupa İşletmeler Ağı kapsamında bir heyet geldi. Litvanya’daki birtakım yatırımlarını Türkiye’ye kaydırmayı planlıyorlar. Bunlardan bir tanesi de sünger yatırımı. Türkiye sünger konusunda ciddi sıkıntılar çekti, hammaddede tamamen dışa bağımlı olduğumuz bir durum. Bir tane mouse yapan bir firma var. Çin’de ürettiriyormuş, 3 kuruş pahalı olsun Türkiye’de üretelim deyip yatırımı kaydırmaya çalışıyorlar.”
