Önce Covid-19 salgını, ardından Rusya-Ukrayna savaşının etkileri tüm dünyada enflasyonun rekor seviyelere çıkmasına sebep oldu. Ukrayna savaşı nedeniyle yaşanan tedarik aksaklıkları ve Rusya’ya uygulanan yaptırımların enerji ve temel gıda fiyatlarını artırması enflasyonu yükseltti.
Merkez bankaları ise bir anda enflasyonu düşürmeye odaklanarak, bu yönde politika adımları uygulamaya başladı.
Avrupa Merkez Bankası yönetim kurulu üyesi Isabel Schnabel, güven ortamını yeniden oluşturmak için enflasyonun hızlı bir şekilde eski seviyelere getirilmesi gerektiğini söyledi.
Ne kadar yüksek kalırsa, hanelerin satın alma gücünü koruma konusundaki kararlılıklarına ve yeteneklerine olan güvenin kaybedileceğini dile getirdi. Ekonomilerde durgunluk olsa bile temel olarak uygulanan politikaya devam etme dışında çok fazla seçenekleri olmadığını söyledi.
Artan enflasyonun kalıcı olmaması için olağanüstü bir çaba gerektiğini, bunu yaparken özellikle gelişmekte olan piyasaların şok dalgalarla durgunluk yaşayacağını ve büyük iş kayıpları olacağını belirtti.
Reuters’ın derlediği analist yorumlarına göre enflasyonu düşürmenin acısı tüm dünyada hissedilecek. Ancak yine de bunun ödenmeye değer bir bedel olduğu dile getiriliyor.
Merkez bankalarının on yıllardır enflasyonla mücadele için uğraştığı ve bu savaşı kaybetmenin modern para politikasının temellerini sarsabileceği belirtildi.
FED’in Hükümet Yardımı Olmadan Fiyatları Kontrol Edemeyeceği Düşünülüyor
FED, son dört toplantıda üst üste faiz artışı yaptıktan sonra, Eylül toplantısı için de 50-75 baz puanlık faiz artışı yapacağının sinyalini verdi. FED Başkanı Jerome Powell, geçen Cuma günü Jackson Hole’de yaptığı sunumda, enflasyonu yüzde 2 hedefine getirene kadar faiz artırmaya devam edeceklerini açıkladı.
Bunu yaparken ekonominin yavaşlayacağını, şirketlerin ve hanehalkının bunu çok acı bir şekilde hissedeceğini söyledi.
Analistler, FED’in hükümet ile iş birliği yapmadan fiyatları kontrol altına almada başarısız olacağını söyledi. Bu noktada Rusya’nın Ukrayna’yı işgali nedeniyle ticari iş birliklerinin yeniden düzenlenmesi, daha pahalı üretim ve arz sıkıntısı gibi unsurlara dikkat çekildi.
Bank of International Settlements Başkanı Agustín Carstens, arz rüzgarlarının çoğunun tersine dönecek gibi göründüğü için küresel ekonominin tarihi bir değişimin eşiğinde olduğunu ifade etti.
