ABD Merkez Bankası (Fed) önümüzdeki yıl enflasyonun kademeli olarak gerilemesini öngörse de Başkan Donald Trump yönetiminin hayat pahalılığı konusunda siyasi baskıyla karşı karşıya kalmaya devam edeceği değerlendiriliyor.
kolayca yatırım yapın
Özellikle yüksek mortgage faizleri, tarifelerin fiyatlara yansıması ve gıda ile enerji gibi kalemlerdeki artışlar, seçmen algısını olumsuz etkiliyor.
Fed Başkanı Jerome Powell, hizmet sektöründeki dezenflasyon sürecinin sürdüğünü, mal fiyatlarında ise tarifelerin etkisinin 2026’nın ikinci yarısında azalabileceğini belirtti.
Buna karşın seçmenlerin enflasyonu makro göstergelerden ziyade market fiyatları, elektrik faturaları ve sigorta primleri üzerinden değerlendirdiği vurgulanıyor.
Trump yönetimi, göreve başladığından bu yana manşet enflasyonun görece ılımlı seyrettiğini savunuyor. Ancak fiyatların düşmemesi, özellikle son yıllardaki etiket şokunun kalıcı hale gelmesi, kamuoyundaki memnuniyetsizliği artırıyor.
Son verilere göre kıyma fiyatları yüzde 14, elektrik fiyatları yüzde 4’ün üzerinde, konut sigortası primleri ise yıllık yaklaşık yüzde 10 artış gösterdi.
Fed’in faiz indirimlerine rağmen mortgage oranlarının yüzde 6 civarında kalması da konut erişilebilirliğini sınırlıyor. Powell, konut piyasasındaki sorunun temelinde arz yetersizliği ve para politikasının bu yapısal problemi çözmekte yetersiz kaldığını ifade etti.
Öte yandan ücret artışlarının enflasyonun üzerinde seyretmesi ve kira artışlarının yavaşlaması olumlu sinyaller verse de tüketici güveni zayıf kalmaya devam ediyor.
Anketler, Amerikalıların ekonomik beklentilerinin bozulduğunu ve yüksek fiyatların hâlâ en büyük endişe kaynağı olduğunu gösteriyor.