
Küresel piyasalarda risksiz olarak tanımlanan ABD Hazine tahvilleri, risklerin arttığı dönemlerde yatırımcıların ilk başvurduğu güvenli limanlardan biri olarak görülüyordu. Hatta küresel finansal kriz sırasında, 11 Eylül’de ve Amerika’nın kendi kredi notu düşürüldüğünde bile tahvillerde ralli görülmüştü.
Şimdi ise ABD Başkanı Donald Trump’ın küresel ticarete yönelik başlattığı savaş sonrasında güvenilir liman statüsü sorgulanmaya başlandı. Özellikle uzun vadeli tahvillerin getirileri son günlerde yükselirken, dolar düşüş gösterdi. Bu düşüşe hisse senetleri, kriptolar ve diğer riskli varlıklardaki satışlar da eşlik etti.
Yoğun takip edilen finans bülteni Grant’s Interest Rate Observer’in kurucusu olan Jim Grant, ABD Hazine tahvilleri ve doların gücünü “dünyanın Amerikan mali ve parasal yönetiminin yetkinliğine ve Amerikan siyasi ve finansal kurumlarının sağlamlığına ilişkin algısından aldığını ifade etti. Grant, şu anda dünyanın muhtemelen bunu gözden geçirdiğini belirtti.
“Defolu bir ürün”
ING faiz stratejisti Padhraic Garvey ise “ABD Hazine tahvilleri güvenli bir liman gibi davranmıyor. Eğer resesyona girecek olursak, getiriler aşağıya gelebilir. Ancak burada ve şu anda yaşananlar tahvilleri defolu bir ürün olarak resmediyor,” dedi.
Bu görüşlerin aksini belirtenler de bulunuyor. Piper Sandler’da küresel varlık tahsisi başkanı ve eski bir FED ekonomisti olan Benson Durham’a göre; bazı göstergeler, yatırımcıların son günlerde Almanya ve İngiltere tahvillerine kıyasla ABD tahvillerine sahip olmak için daha az prim talep ettiğine işaret etti.
Perşembe günü ABD Hazinesi’nin düzenlenen 22 milyar dolarlık 30 yıl vadeli tahvil ihalesine yüksek talep geldi. Bu, Trump’ın tarife politikalarının ABD tahvillerini güvenli liman olmaktan çıkardığı görüşünün güç kazandığı bir dönemde talebin sürdüğünü göstermiş oldu.