ABD Merkez Bankası Başkanı Jerome Powell’in Ocak başlarında gerçekleştirdiği konuşmanın ardından küresel piyasalarda gözlenen yukarı yönlü hareket seyrini koruyor. 2018 yılı son ayında piyasalardaki ayı bölgesinde dalgalanan grafikler %20’lik kayıplar mı yoksa resesyon piyasasındaki %37’lik kayıplar mı derken 2019 yılı değerlenmesi katı bir seyirde devam ediyor.
Yükseliş hareketlerinin sat kurtul mantığında değerlendirilmesi, yatırımcının her primi bir kaçış fırsatı olarak görmesi piyasalarda olumsuz tabloyu artırmıştı. Türkiye varlıkları da ABD Çin ticaret savaşları, İngiltere’nin Brexit süreci ve İtalya’nın bütçe sıkıntıları harmanında baskılanan finansallar açısından nasibini aldı.
Şu sıralar piyasalarda bir ralli var kopan gidiyor, kopan gidiyor. Peki bu hava yükseliş trendi olarak okunabilir mi? Alımlar tepki alımı başlığında, düşüşteki diplerin görüldüğü ve artık yatırımların tekrar başladığı senaryosu gerçek mi? Belki de bu sorulara cevap bulmak için piyasaları izlemek, sadece izlemek yeterli. Dünya finansallarındaki belirsizliklerin (italya süreci) aniden kaybolması, bir anda yukarı yönlü yüksek ivme… Temkinli olunması gereken piyasalarda daha bir temkinli olunması gerekiyordur belki de.
Gelişmeler Goldilocks Ekonomisini Hatırlattı
Aralık ayından başlayan riskli varlıklardan serbeste kaçışlar güvenilir liman olan birimlerde yani dolar, altın ve ABD tahvilleri gibi duraklarda nefeslenmişti. Powell konuşmasından sonra düzelen risk iştahı kaynaklı riskli varlıklara dönüşler arttı ve haftanın son işlem gününde piyasalarda ciddi boyutlarda toparlanmalar gözleniyor. Akıllarda başka bir soru da Goldilocks senaryosunun fiyatlanmış olması, o geçtiğimiz resesyon korkusundan bu yana…
2018 yılı ciddi boyutlu sıkıntıların bitmiş olduğunu söylemek demek değil tabiki ancak akıllardaki resesyon sürecinden sonra küresel piyasalardaki toparlanma, yatırım kararlarındaki daha temkinli yatırımcının yavaş yavaş düzelen risk iştahı kaynaklı risk varlıklarına geçişleri rölatif gelişen kritik noktaların yukarı yönlü kırılması maddeleri sıralandığında; akılara Goldilocks geliyor elbette.
Gökbiliminden Ekonomiye Transfer Goldilocks
Goldilocks makro ekonominin ılımlı bir hava kazanması, görüntüdeki manzaranın yatırımcıya iyi gelmesi ve sayılabilecek pozitif gelişmelerin ortada olduğu bir piyasada sık söz edilen bir terim olarak karşımıza çıkıyor. Ekonomide, büyümenin ne enflasyona sebep olacak kadar hızlı ne de durgunluğa sebep olacak kadar az olmadığı yani dengeli (ideal) seyrettiği zaman bu sürece Goldilocks Ekonomisi deniyor. Gökbiliminde “gezegende yaşanabilir bölge” anlamına gelen Goldilocks, ilk kez Mart 1992’de David Shulman tarafından kullanılmıştı.
Ekonomiye transfer olan Goldilocks kavramı son zamanlardaki piyasa hareketlerine bakıldığında, akıllara Goldilocks Ekonomisi’ni (senaryosu) getiriyor. Öncelikle piyasaları çok değil yakın geçmişe geri aldığımızda ayı pazarının hakim olduğunu yakından takip etmiştik. Ayı piyasası endekste veya bir argümanda en son kaydedilmiş tepe noktasından %20 civarında görülen değer kaybı ile meydana geliyordu. Resesyonun söz konusu olduğu dönemlerdeki ayı piyasasında ise görülebilecek değer kayıpları %37’lere ulaşabiliyordu.
Küresel Endekslerde 2018 Ekim ve Yıl Sonu Seviyeleri Korkutmuştu
Kayıpların ardından gözlenen ciddi toparlanmalara baktığımızda Wall Street endekslerinde S&P 500 2018 yılı Ekim ayı başlarında yaklaşık 3.000 seviyelerinde işlem görüyordu; bu seviyeden geri çekilmeye başlayan grafikler Aralık ayı itibarıyla 2.300 puana gelmişti. Dow Jones endeksi yine aynı periyotta (2018 Ekim başı ve Aralık sonu) 26.900 puandan gevşeyerek 21.700 puana, Nasdaq 8.000 tavanından (anlık en yakın zirve) 6.100’e düşmüştü.
Avrupa endekslerini ele aldığımızda Alman DAX 12.400’den 10.200’e, Fransız CAC 40 5.500’den 4.500’e ve İngiliz FTSE 100 endeksi 7.500 puandan 6.500 puana gevşemişti. Türkiye Borsa İstanbul 100 endeksi de küresel piyasalardaki satış dalgasına kapılmıştı. Dirense de kapılmıştı… Endeks yaklaşık 100.000 puan seviyelerinden geri dönmüş diğer endekslerden biraz rötarlı olsa da (2019 Ocak başları en yakın dip seviyesi) 87.000 seviyelerinde durmuştu.
Küresel piyasaları gelişmiş ülkelerde teknoloji ve bilgi teknolojileri şirket hisse senetlerindeki kırılganlıkla satışta görürken, Türkiye varlıklarını ABD Çin ticaret gerilimlerinin baskıladığı Sanayi Endeksi bileşenlerindeki sığ hareketlerle ve Bankalar Endeksi argümanlarındaki değer kayıpları ile aşağı yönde salınımları ile değerlendirmiştik. Jeopolitik riskleri de bu kavanozun içine koyunca tam bir olumsuzluk silsilesi olan bulut yatırımcının endişesini artırmıştı. Risk primi Türkiye 5 yıllık CDS marjları rekor seviyeler göstermişti.
Dünya Geneli Toparlanma ve Goldilocks Ekonomisi Gündemi
Özellikle Mart ayındaki seçimleri ele aldığımızda politik tarafta gerçekleşecek hamlelerin piyasalarca olumlu reaksiyonundan şüpheli olan yatırımcı kitlesi, ülkenin sınır hattındaki sıcak temaslar ve küresel anlamda gündemlerde pek yer etmese de net olarak çözüme kavuşmamış krizler aklıma geliyor. Elbette düşen fiyatlar bir tepki alışına maruz kalır, elbette uygun maliyet kollar yatırımcılar. Ancak profesyonel yatırımcılar sahası sanki…
Bu haftanın son işlem gününde Borsa İstanbul 100 endeksi nereden nereye geldi, yükseliş güzeldir ancak volatil hareketler birçok amatör yatırımcıyı da ters köşede bırakmakta. Zaten profesyonel anlamdaki yatırımcı kağıdın düşüşünü açığa satış yoluyla, Vadeli İşlem Opsiyon Piyasası’yla (VIOP) veya Varantla hedge ediyor biliyoruz. Ancak buna karşılık amatör yatırımcının elindeki en büyük güvence kendi bildiği ölçüde grafiğe bakmak ve sadece düşük seviyede görülen fiyattan hisse senedi yatırımı yapıp uzun vadede kar beklemek.
Acaba gerçekten sadece vadeler kazandırıyor mu? Cevabı sanırım hayır, şu zamanlarda hayır çünkü vadeci davranmak sadece risklerden anlık koruyor olsa da piyasalarda gözlenen asıl balık trade (al-sat) işlemlerinden geliyor görünmekte. Global finansal problemlerin meydanda olması kaynaklı bu yöndeki işlemler elbette yine vadeci tarafında kazançlı çıktığı, yatırımların negatif sonuçlar doğurmadığı senaryolar sunacaktır. Ancak şu sıralar daha ihtiyatlı işlemlerde fayda var.
Yazının genelini bu paragrafa toparlayacak olursak Türkiye varlıkları için bu toparlanmanın etkisi tartışılmaz pozitif olsa da Goldilocks senaryosunun piyasada hakim olduğunu söylemek ya da buna inanmak pek mümkün gözükmemekte keza son zamanlarda günlük bazda aşırı yön kaybeden grafikleri de gördük, ciddi yükselişlerin ani düşüşlerle reaksiyon bulduğunu da…