Otomotiv endüstrisinin en büyük savaşı güçtür! Elbette bu üst segmentlerde, çok pahalı seçenekler arasında olmakta. İşi üstlenenler için İtalyan, Alman, İngiliz ve bazıları diyebiliriz. Unuttuğumuz bir şey var ki o da Japonlar. İstedikleri zaman arzu ettikleri gücü çekinmeden sunabiliyorlar. Belki keşfi ve algı için biraz zamanları olabilir. Bahsettiğimiz Uzak Doğulu ise Lexus. Supra’da 2JZ motorla harikalar yaratan Toyota, sahip olduğu genetik yapısını şimdi alt marka modelleri arasında bölüştürüyor.
Diğer bir konu ve üzerinde çalışılan ise dört kapılı aile sedanlarında ne kadar güç verilebilir. Yerleşmiş kısımda zeminde BMW’nin M5’i olduğunu, arkasından gelen isim ise Mercedes-AMF E63 S sonrasında Audi RS7 gibi dört kapılı ultra lüks seçeneğini ilk üç sıraya yerleştirebiliriz. Bunlara gerek kalmadan sizlere Lexus GS F dersek?
Lexus, söz ettiğimiz Almanlara karşı cevaplarla dolu bir sedan.Japon markanın ABD’deki sıçrama dönemlerinde çıkartılan GS Serisi, bizler çok sonra tanısak da 90’lı yıllarda Japonlar kıtadaki evlerin garajlarına girmişti bile. İlk neslinden itibaren V8’ler yerleştirilerek, normal bir görünüm altından yüksek hız değerleri çıkartılmıştı. 4. neslinde olan GS’in 2015 yılında hatlarında bazı revize çalışmaları yapıldı.
Bakışlarındaki keskinlik duygusu makyaj ardından daha vurgulu hale getirilmişti.“Keşfedilmemiş M5″in lüks kavram altında sunmadağı neredeyse bir şey yok. Zira dünyanın en prestijli markalarından birisi olması GS ve F versiyonlarını birinci sınıf kalite seviyesine itiyordu. Mühendisler ince noktalar üzerinde daha temkinli davranarak, kaputun altında gerçekleşen hengameyi kokpitindeki rahat ögelerle size hissettirmemeye çalıştılar. Bizce artık motoru hakkında konuşmanın vakit geldi!
Motorundaki “F”in ne manaya geldiğini anlatalım.Haksızlık olmaması adına IS F serisini konuya katmak zorundayız. GS F V8‘in başlangıcı şahane egzoz duruşlarıyla IS’den geldiğinden ve 5.0L’nin buradan çıkmış olmasından modele değinmeden geçmeyelim. Çıkacak motor seslerinde bile etkileme yönleri üzerinde duran Japon mühendisler, 10 yıl önce lansmanı yapılan hacimli V8 için çok çalıştılar. Soyağacında yaygınlaşan ünite, Yamaha şirketi ve yüksek kaydırmalı eksantrik milleri gibi özel detaylara sahipti.
Görünümünde yüksek teknolojisi belli eden 5.0 V8, bilindik Japon hareketlerini gösteriyordu.A80 Supra’da nasıl ki “hangi güç rakamını isterseniz onu koyun” mantığındaysa GS F, rakiplerinden daha az beygirle onları zorlamak istiyordu. 2UR-GSE kodlu üniteden 477 beygir güç ve 530 nm tork rakamları alınmıştı. Alt devirlere standart normal bir sedan gibi giriş yapan GS F, 4.000 rpm’e geldiği anda ikinci karakterine geçiyor. 4.6 saniyede 100 km/h limitine geldikten sonra ayağınız halen daha gaz pedalında ise 270 km, ancak +300 km/h sınırında görülmesi basit olduğu söylenen süratlere sahiplerini taşıyor.
Peki Lexus, devasa gövde ve motorlular karşısında nasıl gözüküyor?Mercedes-AMG E63 S, 3.4 saniye kalkış ve 250 km/h sınırında hareket ediyor. M5’te 3.4 ile aynı kalkış süresini verirken, V8’in diğer Almanı RS7, 3.9 saniyede kalkıyor. Evet hepsi GS F’ten hızlı! Bize göre değil. GS F 4.6 değerini doğal aspire edilmiş motordan ve dört çeker sistemi olmadan yapıyor. Ve gücü en yakın RS7’den 100 beygir kadar düşük.
İlginizi Çekebilir :
Japonların en sevilen ve takdir edilen kısmı; fiyatta düşük, hızda istenilse ortalığı kasıp kavuracak olanakları verebilmesi. Sinsi ve rahat hareket eden GS F, kusursuz çalışan kilit sistemleri, atakları ve konforuyla Almanları yok edecek kapasiteye sahip. En azından Lexus markası nezlinde bunlar başarılabilir demek daha doğru. Bizim yorumumuz; Lexus’un Toyota gücünü arkasına alarak, içerisindekileri gizli tutan modellerle yaptıkları azımsanmayacak bir şirket. Sizce?