Yardım İstemekten Çekinmemeniz Gereken Zor Durumlar

Her ne kadar istemesek de bazen zor durumlar içerisine düşeriz. Sonuçta; hayat her zaman günlük güneşlik değil! Kaldı ki bu istisnasız herkes için geçerli bir kural! Kimse mutluluktan havalara uçarak, yaşadığı her şeye pollyanna gibi sevinerek olumlu bir gözle bakmıyor. Bazen yaptığımız hatalar veya elimizde olmayan nedenlerden dolayı “zor” dediğimiz üzücü olaylar yaşıyoruz. Ne yazık ki ömür yolculuklarımızda mutlu olmanın yanı sıra istemediğimiz deneyimleri de tecrübe ediyoruz.

Peki, istemeden de olsa yaşadığımız o zor durumlarla nasıl başa çıkıyoruz? Tabii ki kendimizi zorluyoruz ve bir şekilde başarmaya çalışıyoruz. Zor durumun üstesinden gelebilmek için tabiri caizse yırtınıyor ama yine de yardım istemiyoruz. Nedense iş yardım istemeye geldiğinde hepimiz dünyanın en utangaç ya da en kibirli insanı oluveriyoruz. “Böyle bir konuda ondan nasıl yardım isteyebilirim ki, daha ben kendime yardım edemezken kim bana yardım edecek, ölürüm de kimseye beni kurtar demem, asla o kadar aciz olamam…” gibi sözlerle saçma sapan düşünceler içerisine giriyoruz.

Oysaki az önce bahsettiğim düşüncelerin aslı olmadığı gerçeğini görmelisiniz. Yardım istemenin ya da etmenin doğal, insani durumlar olduğunu anlamalısınız. Hem atalarımız ne demiş: “Bir elin nesi var, iki elin sesi var.” Ayrıca bu kadar da değil. Daha “komşu komşunun külüne muhtaçtır, yalnız taştan duvar olmaz, birlikten güç doğar…” gibi bilindik söz var. Nitekim bunların ne kadar doğru olduğunu içten içe hepimiz biliyoruz. Ama hala inat ederek yardım istemekten çekiniyoruz. Ne kadar kötü bir tepkiyle karşılaşacaksak artık!

Kısacası; yardım istemekten çekinmemiz gereken bazı durumlar olduğunu kabul etmeliyiz. Aşağıda bu zor durumlardan bazılarına değineceğim. Ve umarım, şimdi duyacaklarınız yardım istemek için yeterince zor bir durumun içinde olduğunuz gerçeğini anlamanıza yardımcı olur. (Alacağınız tepkiyi düşünerek yardım istemekten lütfen korkmayın. Hem ne demişler; isteyenin bir vermeyeninse bin yüzü!)

İlişkiniz Sona Erer!

Evliliğiniz, arkadaşlığınız ya da yıllardır sürdürdüğünüz ilişkiniz sona ermiştir. Kendi çabanızla yaşadıklarınızı unutmaya, olayın üstesinden gelmeye çalışıyorsunuzdur. Sahte sahte gülümsüyor, etrafınızdakileri dinlermiş gibi yapıyor, güçlü görünmeye çalışıyor ama içten içe her geçen gün biraz daha kötüye gidiyorsunuzdur. Belki de bitip giden ilişkinizin ardından dağılmadığınızı kanıtlamak için dimdik durmaya çalışıyorsunuzdur. Gözyaşlarınızı içinize akıtarak birilerini haklı çıkarmamak için uğraşıyorsunuzdur. Lütfen, bunu yapmayın!

İlişkiniz bittiğinde hissettiklerinizi yakınlarınızla paylaşmaktan çekinmemelisiniz. Süreci daha kolay atlatmak için onların yanınızda durmalarına izin vermelisiniz. İçinizden geliyorsa bağıra bağıra ağlamalısınız. Ruhunuzdaki zehirden kurtulmak için göz yaşlarınızın gücünü kullanmalısınız.

İlginizi Çekebilir: Mutlu Bir İlişkinin Olmazsa Olmaz 9 Altın Kuralı

Ev Satın Alma Konusunda Kararsızlık Yaşarsınız!

Sonunda istediğiniz maddi konuma geldiniz ve ev almak için kolları sıvadınız diyelim. Ama baktığınız evler arasında bir türlü seçim yapamıyorsunuz. Bir ona bir diğerine yöneliyor, bu zor kararın üstesinden tek başınıza gelemiyorsunuz. İkilemde kalıyorsanız sizi çok iyi tanıyan yakınlarınızın fikirlerini almanızı öneririm. Yaşam tarzınızı en az siz kadar iyi bilen yakınlarınızın verdiği cevaplardan tatmin olmazsanız da uzmanlara danışmanızı tavsiye ederim. Böylece geriye dönüp baktığınızda “neden bir bilene danışmadım ki” deyip pişmanlık yaşamazsınız.

İnceleyin: Ev Almadan Önce Dikkat Edilmesi Gerekenler Nelerdir?

Sahip Olduğunuz Borçların Altından Kalkamazsınız!

O kadar çok borcunuz vardır ki artık hesabını bile yapamıyorsunuzdur. Geceleri uykunuzdan uyanıyor, borçlarınızı düşünmeden edemiyorsunuzdur. Hem fiziksel hem de ruhsal açıdan giderek kötüleşiyorsunuzdur. Ne kadar uğraşsanız da bir çıkış yolu bulamayarak, içinizi kemiriyorsunuzdur. Ama yine de tek başınıza bir şeyler yapmaya çalışıyor, yakınlarınıza bu sorununuzu paylaşmıyorsunuzdur. Çünkü ya size kızacak ya da “kendi düşen ağlamaz” deyip bir kenara çekileceklerini düşünüyorsunuz. Yani sizin tahmininiz bu yöndedir.

Ama yapmanız gereken şey, tahminlere bağlı kalıp sorunu tek başınıza halletmeye çalışmak değildir. Bunun yerine yakınlarınıza, güvendiğiniz insanlara düştüğünüz durumu anlatmaktır. Bu zor durumla başa çıkmak için onların yardımına ihtiyaç duyduğunuzu söylemelisiniz. Hem en kötü ihtimalle ne olabilir ki? Size yardım etmek için hiçbir şey yapmasalar bile en azından yol gösterebilirler. Belki de hiç aklınıza gelmeyen çözüm yöntemlerinden bahsederler.

İlgili Yazı: Borçtan Kurtulmak için Kullanılabilecek Ek Gelir Yöntemleri

Nereye Yatırım Yapacağınızı Bilemezsiniz!

Elinize geçen yüklü miktarda parayı nereye yatıracağınızı bilemezsiniz. Emeklilik ikramiyenizi, tazminat paranızı ya da ailenizden kalan mirası ne yapacağınıza bir türlü karar vermezsiniz. Elinizde bir çuval parayla öylece ortalıkta kalakalırsınız. İşte bu durumda da birilerinden yardım istemelisiniz. Parasal konularda başarılı olan yakınlarınıza ya da daha da iyisi yatırım danışmanlarına başvurarak, onların fikrini almalısınız. Yanlış kararlar almamak için doğru karar verdiğinizden emin olmalısınız.

Mutsuzluktan Ölecekmiş Gibi Hissedersiniz!

Hayatınızdaki her şey kötü gidiyordur. Kendinizi dünyanın en mutsuz insanı gibi hissediyorsunuzdur. Herkesten her şeyden nefret ediyorsunuzdur. Mutsuzluğunuz yüzünden başkalarını da mutsuz etmeye uğraşıyorsunuzdur. Çevrenizdeki insanları kırıp dökmekten çekinmiyorsunuzdur. Negatif düşüncelere takılıp kalarak, karanlığın içerisinde kaybolmuşsunuzdur. Negatif düşüncelere takılıp kalmamak için yapılması gerekenleri bu yazımdan öğrenebilirsiniz.

Örneğin; yakın arkadaşlarınıza bir yerlere gitmeyi teklif edebilirsiniz. Annenizin, babanızın ya da size güven veren bir yakınınızın dizine yatabilirsiniz. Her şeyin güzel olacağına inanarak, negatif düşünceleri kendinizden uzaklaştırmalısınız. Kısacası; ona yenilmek yerine mutsuzluğa karşı savaş açmak için ihtiyacınız olan şeyler nedir öğrenerek, hayatta kalmayı başarmalısınız.

Sevdiğiniz Birini Kaybettiyseniz!

Her ne kadar kötü bir durum olsa da hayatın acı gerçeği ölüm! Eğer böyle bir durum yaşarsanız, yapmanız gereken şey yine yardım istemek olmalıdır. Çünkü sevdiğiniz birini kaybetmişseniz acısını ancak diğer sevdiklerinize sarılarak hafifletebilirsiniz. Yanınızda olanlar için şükrederek içinizdeki ateşin köz haline gelmesini beklemeli, hatta gerekiyorsa bir profesyonelden yardım almalısınız. Ama kendinizi tek başınıza bırakmak gibi bir hata yapmamalısınız. Zor olan durumu daha da çıkılmaz hale getirmemelisiniz.

Buna da Bakın: Ölmeden Önce Yapılması Gereken 50 Şey

İşinizi Sevmezsiniz!

Ne çalışma saatlerini ne mesai arkadaşlarınızı ne her gün saatlerinizi geçirdiğiniz ortamı ne de yaptığınız işi seversiniz. Mutsuz çalışan tanımına uyan insanlardan biri olduğunuzu düşünürsünüz. Her gün gittiğiniz iş yüzünden kendinizi deli gibi baskı altında hissedersiniz. Sabah yataktan çıkmak istemez, iş yerinize biraz daha geç gitmek için yolu uzatır da uzatırsınız.

İşte böyle durumlarda da yardım istemekten çekinmemelisiniz. İyi anlaştığınız mesai arkadaşlarınıza durumunuzdan bahsedebilir, yakınlarınızdan fikir alabilirsiniz. Sonuçta; işinizi daha eğlenceli hale getirmek için yapabileceğiniz her şeyi yapmış ama yine de mutsuzluktan kurtulamamışsanızdır. O zaman yardım istemenin vakti geldi demiştir.