Olaylara bakış açıları, düşünce tarzları ve genel olarak hayattaki duruşlarıyla diğerlerinden farklı olanlar; küçücük şeylerde gizli olanı görüp, çoğu kişinin duyamadığı mükemmel melodileri duyabilenler… Evet, onlar! Yani yaratıcı insanlar! Var oluştan bu yana kendilerini her zaman diğerlerinden farklı bir yere koyanlar! Görmezden gelmenin pek mümkün olmadığı, bir şekilde dikkati hep üzerilerine çekmeyi başaranlar! Bunun için hiç uğraşmasalar bile hal ve hareketleri, fikirleri, konuşmaları, işin özü yaptıkları her şeyle ya çok sevilen ya da nefret edilenler! Ama asla ve asla kayıtsız kalmayanlar!
Evet, yaratıcı insanlar! Siz onlar hakkında söylediğim bu sözlere ne kadar katılıyorsunuz? Etrafınızda bu ilgi çekici özelliklere sahip olan insanlardan hiç var mı? Ya da siz kendinizi “yaratıcı” olarak tanımlayabilir misiniz? Nasıl mı? Mesela, çoğu zaman kendinizi diğerlerinden farklı hissediyor musunuz? Düşünürken zaman kavramınızı yitirip, kendinizi bambaşka dünyalarda kaybolmuşken buluyor musunuz? İnsanları gözlemlerken çoğu insanın aklına hiç gelmeyecek fikirlerle ortaya çıkıp, çevrenizdekileri sık sık şaşırtıyor musunuz? “Böyle fikirleri nasıl buluyorsun, acaba bu aklına nereden geldi” gibi cümlelerle karşılaşmaya alışkın mısınız? Evet mi? O zaman siz de toplumda fark edilen yaratıcı kişiliklerden biri olabilirsiniz.
İşte yaratıcı insanlarda görülebilecek dikkat çekici özellikler:
Fazlasıyla Hayalperesttirler!
Evet, yaratıcı insanların dikkat çekici özelliklerinden bir tanesi hiç şüphesiz hayalperestlikleri! Tıpkı bir çocuk gibi hayal kurma yeteneğine sahip olan bu insanlar, düşlemenin zaman kaybı olmadığının farkındalar. Hayalden yoksun insanların tekdüze yaşamlarına anlam veremeyen yaratıcı kişiler, sürekli ama sürekli hayal kurarlar. Onlara göre hayal kurmak için uygun bir zaman yoktur. Farklı dünyalara seyahat etmeleri için öyle yıldızlara falan bakmalarına ya da sessiz ortamlara gereksinim duymazlar. Ciddi bir toplantı sırasında bile hayal kurabilen yaratıcı insanlar, zihinlerinin bu şekilde çalışmasına engel olamaz ve işin özü olmak falan da istemezler. Sonuçta; oldukça yoğun bir zihin faaliyeti olarak gösterilen hayal kurmak, yaratıcı insanların hiç beklemedikleri bir anda yepyeni fikirler bulmalarına ve ortalamadan daha üstün bir zekaya sahip olmalarına katkı sağlamaktadır.
Bazen ya da Çoğunlukla Detaylara Takılıp Kalırlar!
Minicik detaylara takılıp kalan yaratıcı insanların bu davranışına anlam vermek biraz zor olsa da onlar ne yaptıklarının farkındalardır. Dünyanın ayrıntılardan ibaret olduğunu bilen ve kimsenin önemsemediği noktaları asla görmezden gelemeyen yaratıcı insanlar, detaylarda saklı olanı çözümlemeye bayılırlar. Bu özellikleri nedeniyle, dikkatleri çabucak dağılan yaratıcı insanlar bazen özelliklerinin dezavantajını yaşasalar da genel olarak hep kazançlı çıkarlar. Zira detaylara verdikleri önem sayesinde noktaları rahatlıkla birleştirebilirler. Yeri gelmişken Steve Jobs’un yaratıcı insanlarla ilgili şu sözünü sizlerle paylaşmak isterim: “Yaratıcılık sadece noktaları birleştirebilmekti. Onlara bir şeyi nasıl yaptıklarını sorsanız, büyük ihtimalle utanacaklardır. Çünkü onlar aslında bir şey yapmamış sadece ortada olan bir şeyin farkına varmışlardır. Yaşadıkları deneyimleri birleştirmeyi başarmış ve doğal olarak da yeni şeylerin oluşmasını sağlamışlardır.”
Rutin Olan Hiçbir Şeyden Hoşlanmazlar!
Yaratıcı insanların dikkat çekici özelliklerinden bir tanesi de rutine karşı benimsedikleri yaklaşımları! Yani onlar rutin olan hiçbir şeyden hoşlanmıyorlar. Her zaman farklı olmayı tercih eden ve kuralların dışına çıkmaktan hoşlanan yaratıcı insanlar, sahip oldukları özellikleri sayesinde gayet sıradan bir olayı bile renklendirebiliyorlar. Her gününü yeni maceralara döndürmeyi başaran ve bunu hiç ama hiç zorlanmadan yapan yaratıcı insanlar için tekdüzelik diye bir şey yok. Her gün aynı işe gitseler, her aynı işi yapsalar bile düşünce tarzlarını değiştirip işlerini renklendirmeyi başaran yaratıcı insanlar, bu nedenle de genellikle başarılı oluyorlar.
Sürekli Bir Şeyler Üretmek İsterler!
Yaratıcı insanlar sürekli bir şeyler üretmek isterler. Bu onlar için alışılmış ve aynı zamanda da ihtiyaç duydukları bir şeydir. Yeni fikirler, yeni eserler, kısacası yeni bir şeyler üretmeden kendilerini eksik hisseden bu başarılı insanlar, boş boş düşünüyor gibi göründükleri zamanlarda bile büyük ihtimalle ortaya yeni bir şey çıkarmak için uğraşıyorlardır. Yaradılışlarından kaynaklanan bu özellikleri sayesinde üretkenlikleri hat safhada olan yaratıcı insanların lügatlerinde boşa harcanan zaman diye bir söz öbeği bulunmamaktadır.
Yeni Olan Her Şey Onlar için Karşı Konulmazdır!
Yeni insanlar, deneyimler, yeni mekanlar… Yeni olan her şeye karşı inanılmaz bir merak duyan yaratıcı insanlar, sürekli bir şeyler peşindeymiş gibi görünürler. Aslında bu kovalama onların ihtiyaç duydukları yenlik arayışlarıdır da diyebiliriz. Peki, bu dikkat çekici ve genellikle başarılı olan insanlar neden hep bir arayış içerisindedirler? Çünkü bulmaya, keşfetmeye ihtiyaçları vardır. Yeni bir ses duydukları zaman ister istemez o tarafa doğru yönelen yaratıcı insanlar üretebilmek için yeni şeylerden beslenmeye gereksinim duyarlar. Bu nedenle de zihinlerini doyurabilmek için bütün duyularını açarak, etrafta olup biten yeni şeylerin peşine düşerler.
Yalnız Kalmaktan Hoşlanır Aynı Zamanda Buna İhtiyaç Duyarlar!
Yaratıcı insanların bir diğer dikkat çekici özelliği de yalnızlığı sevmeleri ve yalnız kalmaya açıkça ihtiyaç duymalarıdır. Deşarj olabilmek için sessiz bir ortama ihtiyaç duyan ve kendileriyle baş başa kalamayınca mutsuz olan yaratıcı insanlar için yalnızlık can sıkıcı değil, eğlenceli bir durumdur. Kendilerine yetmeyi bilen bu insanlar yalnız kaldıkları zamanları enerji depolamak ve düşünmek için kullanırlar. Yalnızlığı yapıcı bir şekilde kullanabilen yaratıcı kişilikler düşüncelerin özgürce dolaşabilmesi için “yalnızlık zamanları” yaratmaları gerektiğinin kesinlikle farkındalar. Uzun lafın kısası, onlar için yalnızlık asla vazgeçemeyecekleri bir ihtiyaç ve aynı zamanda zevktir.
Deneyimlerin Paradan Çok Daha Önemli Olduğunu Bilirler!
Paranın esiri olmayan yaratıcı insanlar için deneyimler çok daha önemlidir. Sıradan insanlar için para biriktirip bir ev ya da araba almak mantıklı bir yatırımken, onlar para biriktirip dünya turuna çıkmayı tercih ederler. Ya da deliler gibi alışveriş yapmak için para harcamayıp bunun yerine seyahatlere, organizasyonlara, hobi topluluklarına ve bunlar gibi başka benzer şeylere harcama yapmayı seçerler. Çünkü onlar deneyimlerin hayattaki en büyük kazanım olduğunu bilerek, buna uygun yaşarlar. Yeni deneyimler yaşamaya can atan ve parasını genellikle deneyimleri için kullanan yaratıcı insanlar bu sayede hem mutlu olur hem de hayata karşı bakış açılarını genişletirler.
Mücadele Etmek Onlar için Olağan ve Olması Gereken Bir Şeydir!
Evet, yaratıcı insanlar doğaları gereği mücadele etmekten hoşlanır ve bu güçlü özellikleriyle etrafındaki insanları şaşırtmayı başarırlar. Yenilgilerden korkmayan, aksine her başarısızlıkta ayağa kalkmak için daha çok istek duyan yaratıcı kişilere göre mücadele etmek olması gereken bir şeydir. Zaten tarihteki dahilerin çoğuna baktığımızda neredeyse hepsinin defalarca başarısız olduğunu, ama önünde sonunda istedikleri noktaya varabildiklerini açıkça görebiliyoruz. Tam da yeri gelmişken Forbes yazarı Steven Kotler’in şu sözünü sizinle paylaşmalıyım: “Yaratıcılar başarısız olur ve iyi olanları daha sık başarısız olur.” Evet, yazar bu sözünü Einstein’in yaratıcı zekası üzerine söylemiş! Sonuçta; yaratıcı kişilikler için yenilmek ya da pes etmek diye bir şey yoktur, onlar ancak güçlerini toplamak için bir müddet dinlenirler. Ancak hiçbir zaman tamamen durmazlar.
Sorgulamaktan Hiçbir Zaman Vazgeçmezler!
Yaratıcı insanlar sorgulamaktan hiçbir zaman vazgeçmezler, bu özellikleri yüzünden genellikle ortamın kara koyunu ilan edilirler. Otoritelere karşı çıkan ve dayatılmaya çalışılan düşünceler karşı her zaman seslerini çıkartan bu insanlar için bir şeyi sorgulamadan kabul etmenin hiçbir mantığı yoktur. Sorgulamayan insanların bunu nasıl yaptıklarına gerçekten anlam veremezler. Hatta bazen bu insanları açıkça suçlar, “neden” kelimesini kullanmaktan korktukları için onlara karşı acımasızca yaklaşırlar. Dünyadaki her şeye karşı çocuksu bir merak duyan ve büyük büyük sorular soran yaratıcı insanlar bu özellikleri yüzünden zaman zaman sorun yaşamalarına rağmen, sorgulayıcı yaklaşımlarıyla aslında en doğru şeyi yaparlar.
Risk Almaktan Korkmazlar!
Çünkü cesurdurlar. Çünkü yenilgiye uğramaktan ya da başarısız olmaktan öyle deli gibi korkmuyorlardır. Olabilecek her türlü durumun içinden çıkabileceklerini biliyor ve “en kötü ne olabilir?” düşüncesiyle endişelerin ellerini kollarını bağlamasına izin vermiyorlardır. Hayatı bir pencerenin kıyısından güven içinde izlemek yerine, yaşamın içine karışmayı tercih ediyorlardır. Denizin maviliğini öyle uzaklardan değil, dalgalı sularda boğuşarak öğrenmeyi tercih ediyorlardır. Yaratıcı kişiler etraflarındaki dünyaya bakar ve neyin neden nasıl olduğunu merak ederler. Çünkü yaşamanın hakkının ancak bu şekilde verilebileceğini yürekten biliyorlardır.
İçinde Güzellik Olan Her Şeyi Sever ve Bir Şeylere Güzellik Katmaya Bayılırlar!
Yaratıcı insanlar güzel olan her şeye karşı merak duyarlar. Bu nedenle de genellikle sanat dallarına yönelirler. Çevrelerini güzelliklerle donatmak isteyen yaratıcı kişilikler, genellikle zevkli insanlardır. Bu özellikleriyle de hem kendi hayatlarını hem de başkalarının hayatlarını renklendirmek için ellerinden gelen her şeyi yaparlar. Dünyada ne kadar çok güzel şey olduğunu bilen ve bu durumdan gayet hoşnut olan yaratıcılar için güzellik anlayışı diğer insanlara göre çok daha farklıdır.
Evet, ne diyorsunuz? Bu özelliklere baktığınızda kendinizi “yaratıcı” olarak tanımlayabilir misiniz? Acaba siz de zihinleri sıradan insanlardan daha farklı çalışan ve hayatı olağandan farklı bir biçimde görebilen bu hayran olunası insanların ortak özelliklerine sahip misiniz? Ya da şu anda yaratıcılığın kıyısından köşesinden geçmediğinizi mi düşünüyorsunuz?