
Wall Street, finansal sistemin içine daha fazla fiyatlanırken Bitcoin’in kontrolünü ele geçirmeye çalışıyor. Eskiden offshore borsaların ve bireysel yatırımcı çılgınlığının hakimiyetinde olan Bitcoin, ABD finans sistemi içinde daha fazla yönlendirilmeye başladı.
ETF’lere ve endekslere bağlı borsa listesi opsiyon piyasasının hızla büyümesiyle birlikte, bireysel yatırımcıların yanı sıra kurumsal oyuncular da Bitcoin‘i artık doğrudan varlığı elde etmeden, taktiksel hedge’ler ve volatilite stratejileriyle yeniden tanımlıyor.
Bloomberg’in haberine göre; kripto dünyasında devrimsel bir deney olarak başlayan bu varlık, şimdi geleneksel finansın oyun kitaplarına göre yeniden şekilleniyor.
Bu dönüşümün merkezinde BlackRock Inc’nin iShares Bitcoin Trust (IBIT) ETF’si yer alıyor. Şu anda 86 milyar dolarlık varlığıyla en büyük Bitcoin ETF’si olan IBIT, öyle aktif bir opsiyon piyasası oluşturdu ki sektör oyuncuları regülatörlerden pozisyon limitlerinin artırılmasını talep etmeye başladı.
IBIT bağlantılı opsiyonlarda açık pozisyon hacmi bu yıl üç kat artarak yaklaşık 34 milyar dolara ulaştı. Günlük işlem hacmi ise ortalama 4 milyar dolar seviyesinde seyrediyor. Bu, ABD hisse senetleri, altın ve küçük ölçekli şirket ETF’leri dışında kalan birçok büyük fonu geride bırakıyor.
Asym 500 LLC’nin kurucusu Rocky Fishman, “Aslında, bir ETF’nin bu ölçekte bir opsiyon piyasası geliştirmesi başlı başına sıra dışı bir durumdur; sekiz ay içinde bunu başarması ise neredeyse görülmemiş bir şey,” dedi.
Bitcoin ETF’leri bir dönüşümü temsil ediyor
Bloomberg tarafından derlenen regülasyon dosyaları, IBIT’i elinde bulunduran kurumsal yatırımcı sayısının yıl sonundan bu yana neredeyse iki katına çıktığını gösteriyor. IBIT, grubun toplam varlıklarının biraz üzerinde olmasına rağmen opsiyon işlemlerinde baskın rol oynuyor. Bu da IBIT’in risk yönetiminde ne kadar merkezi bir rol oynadığını gözler önüne seriyor.
ETF’nin yükselişi, kripto piyasalarının altyapısında da bir dönüşümü temsil ediyor. Kaldıraçlı offshore platformlardan çıkıp ABD’nin regüle edilmiş finansal sistemi içine yerleşiyor. Bu büyüme bir döngü yaratıyor. Likidite meşruiyet getiriyor, bu da daha fazla yatırımcı çekiyor.
Piyasa yapıcı Keyrock’un CEO’su Kevin de Patoul, “Uzun süre boyunca kripto opsiyonları kurumsal yatırımcılar tarafından benimsenmedi, çünkü offshore’durlar. Artık spot ETF’ler ve ABD borsalarında listelenmiş opsiyonlarla kurumların kendi sistemlerine uygun bir erişim noktası var,” dedi.
Uzun süredir regülasyon belirsizlikleri nedeniyle uzak duran büyük yatırım fonları, şimdi pasif erişimden aktif pozisyon almaya geçiyor. Bu stratejiler, hisse senedi ve tahvil piyasalarında yıllardır kullanılan yöntemlerle örtüşüyor. Bitcoin artık sadece başka bir risk varlığı olarak görülüyor.
Amberdata’da türev ürünler direktörü Greg Magadini, “Bu akış, volatiliteyi azaltıcı doğal bir etki yaratıyor ve panik satışlarını önlüyor,” yorumunda bulundu.
Magadini’ye göre; IBIT’te alım (call) ve satım (put) opsiyonları arasındaki farkın azalması, yatırımcı davranışlarında bir değişimi işaret ediyor. Perakende yatırımcılar yükseliş beklentisiyle call opsiyonlara yüklenmek yerine artık zarar riskini hedge etmek için put opsiyonlarını tercih ediyor. Bu da daha çok kurumsal yatırımcı davranışına işaret ediyor.
Aynı zamanda fiyat keşfinin coğrafi merkezi de değişiyor. Veri firması Kaiko’ya göre; küresel Bitcoin-dolar işlemlerinin ABD işlem saatlerinde gerçekleşme oranı yüzde 41,4’ten yüzde 57,3’e çıktı.
FalconX Research verilerine göre; spot Bitcoin hacminin neredeyse yüzde 50’si artık 12 ABD ETF’si üzerinden geçiyor.
IBIT ile Deribit farkı azalıyor
IBIT’teki opsiyon hacmindeki artış, hâlâ kripto yerlileri tarafından tercih edilen offshore türev borsası Deribit ile farkı azaltıyor. Auros’un Hong Kong direktörü Le Shi, “Şimdilik IBIT ve Deribit iki ayrı pazar gibi çalışıyor. Teoride bu ayrışma fiyat arbitrajı fırsatları sunsa da iki platform farklı teminat sistemleri kullandığı ve sermaye hareketliliği kısıtlı olduğu için büyük çaplı işlemler zor,” değerlendirmesini yaptı.
Shi, “Hâlâ birleşik bir teminat sistemi yok. Ama stablecoin’ler bu boşluğu doldurabilir,” diye de sözlerine ekledi.
Bu yönde bir adım olarak Coinbase’in Mayıs ayında Deribit’i 2,9 milyar dolara satın alması gösteriliyor. Deribit CEO’su Luuk Strijers, iki platform arasında teminat transferi, birleşik risk yönetimi ve pozisyon netleştirme gibi işlevlerin gelecekte entegrasyonu artırabileceğini söylüyor.
Ancak bu entegrasyon çabalarına rağmen bazı yapısal sınırlamalar devam ediyor. IBIT’in opsiyon piyasasında büyümesini sınırlayan faktörlerden biri de SEC’in koyduğu 25 bin kontratlık pozisyon limiti. Bu limit, büyük kurumsal yatırımcıların sistematik stratejilerle daha büyük pozisyonlar almasını engelliyor.
Ocak ayında Nasdaq, bu limiti 10 katına çıkarmak için bir teklif sundu. SEC’in bu konuda Eylül ayına kadar karar vermesi gerekiyor. Sektör temsilcileri, pozitif bir kararın likiditeyi derinleştireceğini ve hacmi artıracağını söylüyor.
BlackRock’ın dijital varlıklar direktörü Robbie Mitchnick, “Bu sınırlamalar kaldırıldığında opsiyon hacminde kayda değer bir artış görmemiz olası,” yorumunda bulundu.
Regülasyon engelleri IBIT’in opsiyon piyasasındaki büyümesini yavaşlaştmış olabilir, ancak Wall Street’in kriptoya açılan kapısı olarak yükselişini durdurmuş değil. Bu da Bitcoin olgunlaştıkça, zamanında onu küçümseyen finansal sistemin bir parçası haline geldiğini gösteriyor. Bu dönüşümün merkezinde IBIT yer alıyor.
Kevin de Patoul, “Gelecekte tüm varlıklar dijital olacak. Ve bugün kripto dediğimiz şey, sadece finansal sistemin bir parçası olacak. Diğer her şey gibi fiyatlanan, hedge edilen ve risk yönetimi yapılan bir varlık olacak,” dedi.