Rusya-Ukrayna savaşından sonra İsrail-Filistin arasındaki çatışmaların şiddetinin artması piyasaları derinden etkiliyor. Özellikle İsrail-Filistin çatışmasının patlak vermesi döviz kurunu ve petrol fiyatlarını yükseltti. Söz konusu artışlar Türkiye’yi olumsuz etkilerken, ekonomist Mahfi Eğilmez, bugün konuya yönelik kaleme aldığı yazısında dikkat çeken değerlendirme bulundu.
Ekonomist Eğilmez, savaşa bağlı olarak piyasalardaki gelişmelerin Türkiye’nin aleyhinde işlediğini anlamı taşıdığını kaydetti.
Kurdaki yükseliş ile TL’nin değer kaybetmesiyle ithal girdilerin pahalandığını ve dolayısıyla enflasyonun yukarı yönlü tetiklendiğini bildirdi.
“İç Piyasayı Etkileyen Üç Durum Var”
Eğilmez, iç piyasayı etkileyen üç durumun olduğunu belirterek bunları şu şekilde açıkladı:
“Seçim maratonu, Kahramanmaraş merkezli depremlerin yarattığı yıkım, son dönemde faizlerde başlayan yükseliş.”
2024 Mart ayında yapılacak yerel seçimler kapsamında verilen vaatlerin bütçeye yük getireceği ve enflasyonun daha fazla artacağını bildirdi. Enflasyonu etkileyen bir önemli maddenin ise vergi artışları olduğunu vurguladı.
“Faiz Neden, Enflasyon Sonuçtur Görüşü Yanlış Kararlar Aldırdı”
Uzun süre önce Merkez Bankası’nın, hükümetin ‘faiz neden, enflasyon sonuçtur’ görüşüne uyarak politika faizini düşürmesinin enflasyonist baskının Türkiye’yi pek çok alanda yanlış kararla yönelttiğini bildirdi.
TL mevduat faizleri enflasyonun çok altına düştüğü için vatandaşın döviz, altın, konut, otomobil ve diğer malları almaya yöneldiğini kaydetti. Bu durumu Eğilmez şu şekilde açıkladı:
“Bu yönelişleri tümüyle paralarının değerini koruyabilmek içindi. Faiz yoluyla koruyamadıkları anaparayı bu yollarla korumaya yöneldiler ve bu yanlış faiz kararı piyasada çarpıtmaya (distortion) yol açtı.
Merkez Bankası son beş aydır bu çarpıtmayı düzeltmek ve enflasyonu denetim altına alabilmek için politika faizini yüzde 8,5’den yüzde 30’a yükseltti. Daha da yükselteceği bekleniyor. Böylece parayı mevduatta tutmak yavaş yavaş konut alımına, otomobilleri her yıl değiştirmeye, mal alıp stoklamaya alternatif oluşturmaya başladı. Bu gelişmenin sonuçları bugünlerde konut satışlarının düşmesinde, ileride daha da pahalanır alamayız diye düşünülerek yapılan ihtiyaç ötesi mal alımlarının gerilemesine ve piyasada yavaş yavaş durgunluk belirtilerinin ortaya çıkmaya başlamasına yol açtı.”
Ekonomist Eğilmez, faizlerin yükselmesinin piyasada durgunluğu artıracağını ve büyüme oranının düşmesine yol açacağını kaydetti.
Siyasal iktidarın, Türkiye ekonomisi ve piyasalar arasında bir tercih yapması gerektiğini ekledi.