TÜSİAD Başkanı Orhan Turan, 26. İş Dünyası Zirvesi’nde yaptığı konuşmada, küresel düzenin ve rekabet koşullarının kökten değiştiği bir süreçten geçildiğini belirtti.
kolayca yatırım yapın
Turan, Türkiye’nin bu büyük dönüşümü göz ardı etme lüksü olmadığını vurgulayarak, iç siyasi gündeme aşırı odaklanmanın, yeni kurulan dünyanın sunduğu ekonomik fırsatlara erişimi ciddi şekilde sınırlayacağı uyarısında bulundu.
Başkan Turan, kısa vadeli ekonomik şoklarla mücadele edilirken, uzun vadeli ve stratejik hedeflerin kesinlikle ihmal edilmemesi gerektiğini dile getirdi.
Turan, “Dünya çok hızlı değişiyor; bu değişime uyum sağlayabilenler kazanacak. Türkiye’nin önünde önemli bir fırsat penceresi bulunuyor. Bu fırsatı değerlendirmenin yolu, gelişmeleri doğru okumaktan ve hızla aksiyon almaktan geçiyor” ifadelerini kullandı.
‘Küresel ekonominin kuralları yeniden yazılıyor’
ABD ve Çin’e gerçekleştirdikleri son ziyaretlerin küresel ekonomideki tabloyu net bir şekilde ortaya koyduğunu aktaran Turan, büyüme, ticaret, teknoloji ve finans gibi temel alanların kurallarının yeniden yazıldığına dikkat çekti.
Yapay zekâdan demografik değişime, iklim krizinden artan korumacılık politikalarına kadar geniş bir yelpazedeki dönüşümün, tüm ülkeleri yeni bir pozisyon almaya zorladığını söyledi.
Turan, ABD temaslarında inovasyon gücü ve yapay zekanın dönüştürücü etkisinin öne çıktığını belirterek, dünya ekonomisi yavaşlarken dahi büyük inovasyon dalgasının ABD’de hız kesmediğini, inovasyonun laboratuvarlardan piyasaya olağanüstü bir hızla taşındığını gözlemlediklerini ifade etti.
Çin’in ise düşük maliyetli üretim modelinden yüksek katma değerli bir yapıya geçiş yaptığını dile getiren Turan, ülkenin özellikle yapay zekâ ve yeşil enerji teknolojileri başta olmak üzere birçok alanda küresel liderliğe doğru ilerlediğini vurguladı.
Çin’in, elektrikli araçlardan lojistiğe kadar ekonominin her alanında teknolojiyi merkezine yerleştirdiğini sözlerine ekledi. Son olarak iklim değişikliği ve felaketlerin ekonomik etkilerine değinen Turan, işletmelerin dayanıklılığının önemine işaret ederek, geleceğin şehirlerinin ve işletme modellerinin daha dirençli olmasının zorunluluk haline geldiğini belirtti.
